http://www.haber2000.com
» “SAĞ” ve SOL İDEOLOJİSİ.. AHLAKSIZLAR KİM?

“SAĞ” ve SOL İDEOLOJİSİ.. AHLAKSIZLAR KİM?

Türkiye’de çok uzun yıllardan beri “Emperyalistlerin” bir Sağ ve Sol ideoloji oyunu vardı.. Bunlar; Türkiye’miz de yaşayan insanların ve özellikle gençlerin fikir ve inanç özgürlüklerini kendi çıkarlarına göre adlandırdılar.. Oysa ki; Sağ (Katalizim) ve Sol ideoloji de (Sosyalizm) aynı ailenin çocuklarıdır.. Bunların siyasi hedeflerinde diktacılık ve sömürü vardır.. Bizim Türkiye’miz de “Sağcı” var mı? Kimler Sağ ifadesini ortaya attı ve niçin bu ifadenin Türkiye’de oturtulması istenildi? Tabi ki birilerinin yine adlandırdığı; “12 Eylül 1980 yılları öncesi Sağ ve Sol çatışmaları”.. Ve şimdi ki Türkiye’mizde yine cehalet abidesi birilerinin bu ifadelere “Ahlaksız” ve “Ahlaklı” tanımlarını yakıştırmaya çalışmaları.. Peki, gerçekler nedir?
Paylas
“SAĞ” ve SOL İDEOLOJİSİ.. AHLAKSIZLAR KİM?
Güncel - 15 Aralık 2025, Pazartesi 00:00:00
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı

www.haber2000.com

 

Değerli okuyucular..

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ki organize işlerin başı Ekrem İmamoğlu’nun babası, devlete sitem etme düşüncesiyle dedi ki;

 

Türkiye’ye Komünizmin gelmemesi için boş yere hizmet vermiş ve mücadele etmişim. Benim oğlumu cezaevinde tutuyorlar” gibilerinden sözler sarf etti.

 

Tabi yeri ve amacına göre sarf edilmiş çarpık ve saçma bir söylem, ifade..

 

Kardeşim, senin oğlun yasalara aykırı işler çevirmiş ise ve şuanda da organize işlerini parlatmaya çalışıyor ise; sen geçmişte Komünizme karşı mücadele vermişsin diye senin oğlunun işlediği suçlar görmezden mi gelinecek?

 

Veya Cezaevi’nden salımı verilecek?

 

Ayrıca.. Komünizmle mücadele vermişseniz, şahsi menfaatler uğruna mı mücadele ettiniz?

 

“SAĞCILAR” KİME DİYORLAR VE AHLAKSIZLAR MI?”

 

Baba İmamoğlu’nun bu ifadelerini kendini Solcu gören çok cahil bir gazeteci (Enver Aysever) ukalaca şu yakıştırmaları yaptı;

 

Sağcılık suçtur. Sağcı olduğunuz zaman ahlaksız olursunuz. Ya da ahlakınız ahlaksızlık olur. O yüzden gelin sağcılarla mücadeleye siz de katılın. Sağcılığın herhangi bir kriteri, vicdanı yoktur. Din tacirliği yapar, milliyetçilik tacirliği yapar.

Bir vicdanlı insan gördüğünüz zaman dindar biri olsa bile o solcudur. Vicdanı olan insan Solcudur. Hayvana, ağaca, insanlara kıyamaz. Solcu olmak insan olmanın birinci koşuludur."

 

Şimdi.. Sosyalizmi savunan ve içinde ki kini İslam dinine ve Türk Milliyetçiliğine karşı kusan bu akıl fukarası soytarı, İslamiyet’i ve Türk milliyetçiliğini; insan haklarına ve doğa karşı, Adaletsizliği düstur etmiş bir fikir ve inanç yapısı olarak tanımlıyor..

 

Yani.. İslam dini savunan Türk Milliyetçileri ve Muhafazakârlarını; çok net bir şekilde kendi kafasına göre “Sağcı” olarak topluma aktarıyor bu soytarı..

 

Peki.. Türkiye’mizde ki Milliyetçi ve Muhafazakârlar Sağcı mıdır?

 

Asla ..

 

Milliyetçi ve Muhafazakârlara bu abes yakıştırmayı neden durmadan yapıyorlar?

 

Kendilerini ve ideolojik emellerini saklamak için.. Şimdi ortamları; hem toplumsal, hem de yasa olarak müsait değil.. “Biz Sosyalistiz, Komünistiz, Türklüğe ve İslamiyet’e karşıyız, bunun için mücadele veriyoruz” diyemiyorlar..

 

Ve Türklüğüne, dinine sahip çıkanlara da “ahlaksız” damgası vuruyorlar bu yerli işbirlikçi gafiller..

 

Evet.. Orta ahlaksızlık ve ahlaksız olanlar var.. Bunlar da İslamiyet’e ve Türk milliyetçiliğine çamur atanlar ve hakaret edenlerdir.

 

Evet.. Enver Aysever.. Asıl ahlaksız sen ve senin gibilerdir..

 

Değerli okuyucular..

 

Şimdi bu akıl fukarası Gazeteci tutuklandıktan sonra bu gün de kendini “Kemalist Sol” ideolojinin neferi ilan eden akıl fukarası bir kadın gazeteci çıkmış diyor ki;

 

“Biz Kemalist Sol grupların; ahlak ayağı yere basan bir ideolojisi vardır” falan..

 

Bu kadın gazetecinin de babası eski CHP milletvekili diye kendine “Kemalist Sol” unvanını veriyor..

 

Bre boş teneke.. Kemalist Sol diye bir akım veya ideoloji yoktur..

 

Hatta ve hatta “Kemalizm” diye bir ideoloji yoktur..

 

Atatürk milliyetçiliği” ideolojisi bile yoktur.. Fanilerin değil, Devletlerin, milletlerin milliyetçiliği olur..

 

Ve en önemlisi Atatürk hiçbir zaman; ne Solcu oldu, ne de Sosyalizm akımına sempati duymadı..

 

Tam aksine, İslamiyet’e ve Türk milliyetçiliğine karşı savaş başlatan Komünizm akımı için şu mesajı topluma vermiştir;

 

Türk aleminin en büyük düşmanı Komünizmdir.. Görüldüğü yerde başı ezilmelidir.. Biz; ne Bolşevik, ne de Komünist, ne biri, ne diğeri olamayız. Çünkü biz milliyetperver ve dinimiz İslam’a hürmetkarız”..

 

Değerli okuyucular..

 

Bakın.. Marksist ve Leninistler bu yüzden Atatürk’e de Sağcı çamurunu atmışlardır..

 

Çok dikkat ediniz.. Sosyalizm; kesinlikle İslam'a karşı bir ideolojik akımdır, İslamiyet’in amansız düşmanıdır..

 

Atatürk zamanında Anadolu’da başlatılan emperyalist işgal girişimlerine karşı verdiğimiz mücadeleye; Sovyetler Birliği, yani Rusya niye destek vermiştir?

 

Komünizm babası Lenin aynen şunu ifade etmiştir;

 

“Anadolu’da; istilacılara karşı bir kurtuluş savaşı veriliyor. Bu savaşın, emperyalizmin onurunu kıracağına, padişahı da yardakçılarıyla birlikte silip süpüreceğine inanıyorum. Bu mücadeleyi desteklemeliyiz?”..

 

Sovyetler Birliği, paraya ve silaha en çok ihtiyaç duyduğu zor döneminde, Anadolu’nun kurtuluş mücadelesine hatırı sayılır ölçüde silah ve para yardımı yapmıştır..

 

Peki, bu yardım kurnazlığı neden?

 

Komünistlerin, Anadolu kurtuluş mücadelesini desteklemelerinde ki asıl hinlik, belki Atatürk Sosyalizme, Komünizme sempati duyar düşünceyile….!

 

Tabi ki böyle bir şey olmadı, olamazdı.. İdeolojik ve siyasi kimliği son derece net olan Atatürk yaptığı konuşmalarında ve yazışmalarında, Sosyalizm karşıtlığını ayan-beyan her ortamda ifade etmiştir.

 

Atatürk; 31 Ekim 1920?de Ali Fuat Cebesoy’a gönderdiği mektupta ise şöyle yazmıştı;

 

“İçeride ve dışarıda çeşitli maksatlarla bu Komünist akımın memleketimizin içine girmekte olduğu ve buna karşı akla uygun tedbir alınmadığı takdirde milletin pek çok muhtaç olduğu birlik ve sükûnunu bozan durumların ortaya çıkması da imkân dairesinde görülmüştür”

 

Şimdi, gizlenen Komünist artıkları Türkiye'de; dinine bağlı, milliyetçi ve Muhafazakâr insanları kendi kafasına göre Sağcı olarak ilan etmeleri bundandır.

 

Milliyetçi ve Muhafazakarlar, devlet ve toplum hiyerarşisine, örf ve adetlerine bağlıdır..

 

Tabi bu dik duruş ta; Sosyalistlerin işine gelmediği için Milliyetçi ve Muhafazakârları bağnaz, gerici ve ahlaksız olarak nitelendirme haysiyetsizliğini tercih etmektedirler.

 

Değerli okuyucular..

 

12 Eylül 1980 öncesinde iki ideoloji arasında her türlü mücadele ve çatışma olmuştur..

 

Bu mücadele; “Sağ” ve Sol ideolojisi arasında değil; Türk Milliyetçisi ve muhafazakarları ile KGB’nin emrinde ki yerli işbirlikçi Sol örgütler arsında olmuştur..

 

Yani.. Türkiye’ye Komünizmi yerleştirmeye çalışan Marksist- Leninist düşünce örgütleriyle Ülkücü ve Muhafazakar arsında mücadele yaşanmıştır..

 

İşte o zamanlarda da; şimdi Türk milliyetçilerine ve Muhafazakarlarına Sağcı diyenler, bu saftakilere Faşist çamurunu atmaktaydılar..

 

Değerli okuyucular..

 

Bu tarihi nota dikkat ediniz.. Ben de; 12 Eylül 1980 öncesi bu mücadele ve çatışmaları çok detayları ile yaşayan ve Mamak  Askeri Cezaevinde yatan Ülkücü gençlik yöneticisiyim..

 

Askeri Mahkemeler.. Sol örgütler için “Komünizm propagandası yapmak ve devlet düzenini silahlı eylemlerle bozmak” suçlaması ile iddianame hazırlayıp, yargılamışlardır..

 

Biziler için de; “Faşizm propagandası yapmak ve devletin düzeniniz silahlı eylemlerle bozmaya çalışmak” şeklinde iddianameler hazırlanmış ve bu suçlamalarla yargılanmalar yapılmış, ifadeler alınmıştı..

 

Tabi.. Sol örgütlerin büyük bir kısmı Marksist- Leninist ideolojisinin mücadelesini verdiklerini ve bunun içinde Komünizm propagandası yaptıklarını kabullenip, itiraf etmişler ve bu Komünizm propagandası yapmaktan da cezalar aldılar..

 

Ülkücü gruplar ise; bu savaş ortamında adam öldürmeyi, baskın yapmayı ve birçok suçları kabullenmiş ama asla Faşizm propagandası yaptıklarını kabullenmemişlerdir.. O dönem ki yargılanmalarda da tek bir Ülkücü bile Faşizm Propagandası yapmaktan ceza almamıştır..

 

Şimdi “Sağcı” damgasını vurmaya çalıştıkları Ülkücüler ve Muhafazakârlar; tüm Emperyalist oyunlara meydan okumuş ve

 

“Ne Amerika, Ne Rusya, ne Çin… Her şey.. Türkiye ve Türklük için” demiştir..

 

Evet.. Bir kez daha söylüyorum.. Ahlaksızlar var.. Türkiye’mizde; dinini ve Türk milliyetçiliğini yaşayan ve savunanlara Sağcı diyen; ideolojik ahlaksız soytarılar var.. NOKTA….


Bu Haber 19998 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir