GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Uzun süredir CHP’nin “yeni” Genel Başkanı Özgür Özel ile O’nu açıkça yöneten Ekrem İmamoğlu ile ekibini tutarsız ve sokak kabadayı içerikli propagandalarını, bölücü ağızlarla Atatürk’ün adını kullanmalarını sert şekilde eleştirdiğim için CHP içinden bana yoğun şekilde sitemler geliyor ve
“Göktürk Bey, nedir bu CHP düşmanlığın? AK Parti’nin değirmenine su taşıyorsun” falan.
Bakın beyler, bayanlar.. Birincisi ben CHP düşmanı değilim.
İkincisi; AK Partili de değilim.. Benim ve ailemin AK Parti’ye oyları; sadece Sayın Melih Gökçek’in başkan adaylıklarında, yine Sayın Osman Gökçek’in milletvekili adaylığında ve Kars’ta Sayın Dr. Selahattin Beyribey ile Ahmet Arslan’ın milletvekili adaylıkları sırasında nasip olmuştur.
Bu gün yine aynı adaylıklar ortamı oluşursa, yine oylarımızı bu isimlerin şahsı için kullanırız..
Sadece benim değil, Ankara’da ki bütün Ülkücülerde; Sayın Melih Gökçek vefası vardır..
Şimdi birileri bana yine bazı yakıştırmalar yaparak kızacaklar ama artık yazmak şart oldu..
Her şey ayan- beyan ortada.. Seçim sonuçları ve rakamlar resmi şekilde ortada..
Sayın Melih Gökçek görevi bıraktıktan sonra AK Parti Ankara’da tüm imkânları seferber etmesine rağmen Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilçelerin birçoğunda Başkanlığı kazanabildi mi?
Kazanamadı.. İşte Keçiören ilçesi.. CHP tarihinde alamazdı ama aldı..
Şimdi.. Partizan kafa ile değil de doğruları kamuoyuna yazıp, aktarmak suç mu?
Elli kere yazdım, bir kez daha yazıyorum arkadaş.. Ben ne yandaş, ne de fondaş medya değilim.. Bu gerçeği bir kez daha cebinize koyun ve şimdi yazdıklarımı iyice anlayın.
Değerli okuyucular..
Şuan inanın CHP Genel Merkezini ağır bir şekilde “30 Haziran 2025 kabusu” sarmış durumda.. Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve ekipleri acayip şekillerde tedirginler, korku içindeler..
Fondaş medyanın robot elemanları her saat Sayın Kemal Kılıçdaroğlu düşmanlığını parti içinde körükleme vazifesini hızlı bir şekilde yürütüyor..
“Hukuk fukarası” Hukukçuları saçma sapan alternatifler ortaya koyup, Sayın Kılçdaroğlu’na baskılarla, çeşitli tehditlerle diyorlar ki;
“Git mahkemeye Kurultay’da şaibe yoktur, temizdir” de, bu iş bitsin, dava da kapansın, bizde görevimize ve sokak kabadayılıklarımıza devam edelim.”..
Evet, değerli okuyucular..
Cehalete bakın.. Bir kere Sayın Kılıçdaroğlu bu “şaibeli Kurultay” iddiası davasında hiçbir şekilde taraf değil..
Sadece mağdur-tanık olarak ifadeye çağrıldı ve Sayın Kılıçdaroğlu’da Hukuki hakkını kullanarak tanıklık yapmayı istemedi.. “Mahkeme karar versin” tavrını sergiledi.
Daha ne istiyorsunuz arkadaş?
Cehalet diz boyu..
Bakın Mahkeme yargılama sonucunda “Mutlak Butlan” gerekçeli kararı verir ise bu hükmün karşısında hiç kimse duramaz ve herkes kabul etmek zorundadır..
Karar; geriye dönük işlemdir.. Mutlak Butlan kararı verildikten sonra isteseler de Sayın Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel oturup, anlaşma yapamazlar..
Çünkü Mahkeme; 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde yapılan 38. Olağan Kurultayına “yok hükmünde” karar vermiş sayılacaktır..
Siz bakmayın bu Hukuk fukaralarının yaygaralarına..
Mahkeme eğer Mutlak Butlan içerikli kararını veriri ise öyle belirtildiği gibi Kayyım falan atanmaz..
Karar geriye dönük olduğu için Kurultay yok hükmünde sayılacak ve Kurultay sırasında ki görevde bulunan CHP merkez yönetimi yeniden görevine başlayacak..
Yani, sakat olarak gerçekleştirilen Kurultay tamamen geçersiz sayılmış olacak..
Ha karar sonrası Sayın Kılıçdaroğlu Genel Başkanlık görevini resmen alır sonra aynı günde bile Genel Başkanlıktan istifa eder ve der ki;
“Ben artık Genel Başkan adayı olmayacağım, Kurultay da kimler yarışırsa yarışsın”..
Bu nu da demez ve niye desin ki?
Şimdi Hukuken durum bu iken Özgür Özel ve ekibi laf kalabalığı ile sokak ağzı ile “CHP’ye Kayyım atanırsa o kayyımın yüzüne tükürürüz, içeri sokmayız” falan sözler sarf edip, parti tabanını kışkırtma amacı taşıyorlar..
Gelelim Mahkemenin verebileceği diğer bir karara;
“Nisbi Butlan” Kararı..
Kamu düzenini etkilemeyen, iptal kararı..
Kurultayda ki taraflar oturup, sakat yapılan işlem konusunda anlaşabilirler.. Yani karar da dayatma yoktur..
Haa taraflar anlaşmaz ise Kurultay; tarafların ortak olarak göstereceği bir partili isim ile yeniden yapılır ve kazanan Genel Başkan belli olur..
Bekleyelim 30 Haziran tarihinde ki yargı kararını..
ÖZGÜR ÖZEL BEY.. YAHU SAHİDEN AKIL DAĞITILIRKEN SEN VE EKİBİN NEREDE KAFA ÇEKİYORDUNUZ?
Değerli okuyucular..
Alınan bazı kararlara göre şuan Ekrem İmamoğlu resmen Cumhurbaşkanı adayı olamaz.
İmamoğlu’nun Üniversite diploması iptal edilmişken, hakkında 6 adet yüz kızartıcı suçlar içerikli davalar var iken ve Belediye Başkanı görevinden de alınmışken,
Özgür Özel ve ekibi her gün, her saatte “Cumhurbaşkanı adayımız” diye propaganda yapıyor ve sürekli Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağırıyor, partilileri bağırttırıyor..
“Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyoruz”..
Yahu Özgür Bey.. Siz iktidara geldiğinizde Yargıyı böyle usullerle mi işleteceksiniz? “Yok, şu kadar imza aldı, yargılayamazsınız” falan
Bu Özgür Bey bir gün de şaşırtıp, “adayımı bırak, beni al” diye bağırmıyor nedense..
Laf kalabalığı ile partilileri ve kamuoyunu kandırmak yetmiyor..
Şimdi de Hukuken hiçbir şekilde Cumhurbaşkanı adayı olamayacak Ekrem İmamoğlu için yurt genelinde; “Cumhurbaşkanı Adayı seçim ofisleri” açmaya başladılar..
Düşünün.. Aday yok, seçim yok.. Kamuoyunu ve partilileri kandırmak adına ülke genelinde Cumhurbaşkanı adaylarına seçim ofisleri açıyorlar..
Yani tamamen akıl dışı bir davranış..
DİP NOT : “Şunu da belirtmek te fayda var.. Özgür Özel’in de, Ekrem İmamoğlu’nun da bu davlardan sonra en az 5 yıl siyasi yasaklı olabilecekleri küvetli muhtemeli de unutulmamalıdır.
Bu Haber 18077 Defa Okunmuştur