GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’DE “KUTULU RÜŞVET” MODASINA UYMUŞ AMA KUTU BAKLAVA KUTUSU DEĞİL, ROLEX SAAT KUTUSU.. İÇİNE HER ŞEY SIĞABİLİR
Değerli okuyucular.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş aynı zamanda Avukat.. Yani, Hukukçu. Lakin açıklamalarına bakıyoruz, Hukuk fukarası..
Bakın.. Konserler vurgunu ile ilgili gözaltına alınan 14 kişiden Hacı Ali Bozkurt, Haluk Erdemir, Hüseyin Zehir, Onur Evren ve Selahattin Çelikkaya, "Zimmet" ile "Kamu Kurum veya Kuruluşları İhalesine fesat karıştırmak" suçlamalarından tutuklandılar.
9 şüpheli isim ise “adli kontrol” şartıyla serbest bırakıldı.
Dikkat ediniz.. Savcılık ihaleye fesat karıştırmak suçunun dışında bu şüphelilerin “zimmet” suçunu işlediklerini tespit ediyor ve bu suçtan da tutuklanmasını talep ediyor, mahkemede bu talebe uyarak ikinci suçtan da tutukluyor.
Şimdi bu suç önemlidir ve bu suç aynı zamanda kamu zararına yol açan bir suçtur.
Nasıl oluyor? 1 milyon liralık Konsere, fahiş fiyat uygulaması ile 10 milyon liralık fatura düzenlettirip, bu parayı da Belediyecinin kasasından çıkartıyorlar.
Sonra.. Konser işini alan firmaya veya sanatçıya 1-2 milyon ödeniyor, gerisi birilerinin cebine gidiyor.
Yani.. Belediye; 1 milyonluk Konsere, 10 milyon vermiş oluyor. Kimin parası?
Halkın parası, devletin parası, kamunun parası.
Böylece ne oluyor? Belediye, yani kamu kuruluşu fazla para ödemekten zarar etmiş oluyor.. Tabi işi kitabına uydurmuşlar.. “Fatura çıkışı var” diyorlar..
Yok, “günlük 20 bin lira ile, 100 bin lira yevmiye ile çalışan teknik elemanlar var..” diye hırsızlığı savuşturuyorlar.
Şimdi.. Hukukçu Mansur Yavaş bugün diyor ki; “Ne kamu zararı? Nerede varmış” falan gibi laf cambazlıkları yapıyor.,
Hukukçu Mansur başkan.. Bakın bir Ankara Milletvekili, tüm Ankaralıların vekilidir ve bir kişi de bir konuda Savcılığa Hukuken suç duyurusunda bulunuyor ise O’nun adı “muhbir” değil, suç duyurusunda bulunandır.
Siz, her şeyi ile ortaya çıkan Konserler vurgunu ve diğer vurgunlarla Ankaralının parasının hakkını aramak için Yargıya müracaat eden bir Milletvekili olan Sayın Osman Gökçek’e nasıl, “muhbir” gibi küçümseyici ifadelerde bulunuyorsunuz?
Değerli okuyucular, bakın..
Belediyede görev yapan F.K isimli bir tanık ifadesinde diyor ki;
“Belediye içinde Kültür Daire Başkanı, ‘Konser Dairesi Başkanı’ olarak anılıyordu”..
Ve bu başkanın masasının çekmecesinde Rolex saat kutusu görünce Kültür Dairesi Başkanına soruyor..
“Başkan bu pahalı saat kutusunu nereden getirdin? Bunun boş kutusu sadece 14 dolar”..
Tabi başkan kızıyor.. “TRT’den bir kadın arkadaş bu kutuyu getirdi” diyor ve kutuyu yırtıyor, çöpe atıyor ama sonra çöp kutusundan alıp bir poşete koyuyor..
Galiba götürüp, bir yerlerde bu yırtık kutuyu kaybetmek için..
Ve bu saat kutusu öyle küçük kutu falan da değil, içine her şey sığabilir..
Tabi bunlar bilinen ve sadece görünenler..
Değerli okuyucular..
Gözaltına alınanlardan ve belediye çalışanı olan Osman Cem Taşbaş, Belediyeden Konser işi alan firmalardan tam 397 bin 250 lira avanta alıyor..
Savcı soruyor? “Bu paraları firmalardan niye aldın?” O’da para aldığını doğrulayarak, ne zaman ve niçin aldıklarını anlatıyor..
Ve mahkemeye de etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini bildirip, itirafları ile organize işleri açıklıyor..
Diyor ki; “hiçbir para işi, Konser işi Mansur Yavaş’ın ve Özel Kalemi müdürünün onayı olmadan yapılmaz, para da ödenmez”..
Şimdi yasa gereği de; kasadan çıkan her kuruştan; birinci derecede Belediye Başkanı sorumludur..
Ama “şeffaf Mansur başkan” diğer organize işler çeviren CHP’li Başkanlar gibi 50 tane laf cambazlıları ile inkâr ediyor, birilerini suçluyor “yok eşit Adalet bize uygulanmıyorlar, yok niye gece polisle alıyorsunuz” falan diye cazgırlık taktikleri ile kendilerine kumpaslar kurulduğu algısı yaratıyor.
Bırakın bu laf cambazlıklarını.. Yolsuzluk ve vurgun olmaz ise bu bürokratlar niye tutuklandı?
Mansur Başkan siz neden bunları aklamaya çalışıyorsunuz?
Sizin kendi personeliniz olan Teftiş Kurulu incelemesi ile kurbanlar seçip, işin içinden niye sıyrılmaya çalışıyorsunuz?
Ve şimdi kalkmış siyasi kin isle Sayın Melih Gökçek ve ailesi ile ilgili davlar açma tiyatrosunu oynuyorsunuz?
Yani.. Sayın Gökçeklere veya bir başkalarına davalar açmanız sizlerin suçsuz olduğunu göstermez ve vurgunları, zimmetleri de devlet görmezden gelmez.
Değerli okuyucular.
İtirafçı Osman Cem Taşbaş diyor ki;
"Bizim yaptığımız fiyat araştırmalarına rağmen Kültür Dairesi Başkanı Hacı Ali Bozkurt hangi organizasyon firması ile çalışacağına kendisi karar verirdi.
Biz kendisine çalışmış olduğu organizasyon firmasının çok yüksek bedel istediğini, piyasada da çok daha uyguna yapacak firmaların olduğunu söylememize rağmen kendisi yine istediği firmalarla çalıştı.
Hacı Ali Bozkurt anlaşmış olduğu, Enfest, Festiva, Evren, Universe isimli firmanın sahipleri Selahattin Çelikkaya ve Onur Evren ile konser düzenlenmeye karar verilmeden önce bir araya geldi.
Kendisine yapılan bu doğrudan temin, yani 22/b maddesinin usule aykırı olduğu söylendiği halde kendisi ısrarla bu şekilde hizmet alımı yapmaya devam etti. Konser düzlenecek olan özel günlerde sanatçılar 5-6 ay öncesinden belirlendi.
Sanatçı belirlemeleri ve planlanan konser önce özel kalem müdürü olan Nevzat Uzunoğlu'na iletilir, daha sonra konser planlaması Mansur Yavaş'a iletilir. Mansur Yavaş'ın onayı olmadan bu konserler kesinlikle yapılmazdı”
*FİYATLAR UÇUK RAKAMLARA YÜKSELTİLDİ
Yetki alan firmaların konser hizmet alım sözleşmesi imzalanmadan sanatçılara kapora gönderdiğini aktaran itirafçı Taşbaş, "Teknik ve sanatçı konser fiyatları uçuk rakamlara gereksiz şekilde yükseltilmiştir. Piyasa fiyat araştırması da bu firmalardan alınan proforma fatura üzerinden yapılmıştır" diyor
Ve CHP Ankara’nın bir il başkan yardımcısının kendisine firma sahibi Selahattin Çetinkaya’nın, Özel Kalem müdürünün odasına koltuğunun altında dolu bir çanta ile geldiğini bir süre sonra boş çanta ile çıktığını anlattığını ifade ederek, ifadesini şöyle sürdürdü;
"17 Ağustos 2024'te bu il başkan yardımcısı Özel Kalem müdürü Nevzat Uzunoğlu'na makamında 'Hacı Ali Bozkurt ile aranızda ne menfaat ilişkiniz var?' diye sorması üzerine Uzunoğlu sinirlenerek Koçak'a vurmuş.
Akabinde beni arayarak gelmemi istediler. Uzunoğlu'nun makamına çıktım. Uzunoğlu'nun odasının tam karşısında yukarıda anlattığım çanta olayını Nevzat Uzunoğlu'na sordum.
Bana 'Selahattin Çelikkaya tarafından getirilen çanta içerisinde 2028 yılı cumhurbaşkanlığı Seçimi için bir dosya olduğunu' söyledi" dedi.
Evet.. Görülüyor ki… Mansur Yavaş’ın seçim çalışmalarında, harcamalarında bu kişiler etkin rol oynamış ama Mansur Yavaş bu itirafçıyı da küçümseterek;
“Yahu bu kişi şüpheli bile değildi, birden bire şüpheli oldu, sonra Osman Gökçek’in itirafçısı oldu” falan..
Yahu Mansur başkan.. Bu itirafçı 347 bin lirayı parça, parça, hangi tarihlerde, kimlerden aldığını tek, tek anlatıyor ama siz hala işin ciddiyetsizliğinde siniz.
Evet Değerli okuyucular..
Mansur Yavaş diyor ki “Gökçek ailesi sürekli bize ikinci dalga operasyon yapılması için laf üretiyorlar..”
Bak, bak.. Yarınlara bahaneler yatırımları yapıyor Mansur başkan..
Eee Mansur başkan..
“TABUT VURGUNU,
KEFEN VURGUNU,
CESET TORBASI VURGUNU,
ÇÖP TORBASI VURGUNU,
KONSER VURGUNU,
KARTON BARDAK VURGUNU,
TAHTA KAŞIK VURGUNU,
MASKE VURGUNU,
ASFALT VURGUNU,
AĞAÇ VURGUNU,
KİTRE BEBEK VURGUNU,
EKMEK VURGUNU,
KOOPERATİF VURGUNU,
TOHUM VURGUNU,
TORFLU TOPRAK VURGUNU” ne olacak?
Bu Haber 16475 Defa Okunmuştur