GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Haftalardır yazıyorum, yine ısrarla vurguluyorum.. Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel CHP’yi ele geçirdikten sonra “Atatürk” maskesiyle her türlü bölücülüğe, gaflete imza atıyorlar.
Özgür Özel resmen partililere alelacele Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını dayatıp, tek adayın oylandığı sözde ön seçimde Cumhurbaşkanı adayı ilan ettirdi.
Ve halende.. Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olmasın da tüm vasıflarını kaybetmesine, rüşvet ve bu yünde suç örgütü yönetmekten yargılanıp, tutuklu olmasına rağmen, ısrarla “Ekrem başkan bizim cumhurbaşkanı adayımızdır” diye hem partililere, hem de kamuoyuna dayatıyor.
Özgür Özel her konuşmasında İmamoğlu’ndan kendi başkanı ve patronu gibi cümleler kuruyor, tüm konuşmaların yüzde 98’ini de “Ekrem başkanı” için yapıyor..
Evet.. Bu Özel zat aynı zamanda demokrasi ve medeniyet nankörü.. “Bize darbe yaptılar, ülkede cunta rejimi var” diye saçma sözler sarf ediyor ama demokrasinin, Hukukun, hoşgörünün her türlü nimetlerini kendisi de, arkadaşları da kullanıyor.
Yetmiyor.. Devletin Başsavcısına ağır hakaretler edip, tehditler savuruyor.
Buna rağmen iki günde bir Ekrem başkanını ve diğer tutukluları çok rahatça ziyaret edebiliyorlar ve çıkışta da hakaretlerine, tehditlerine de devam ediyorlar.
İşte bunun adı da nankörlüktür..
Adamlara hoşgörü sundukça, kendilerini çete sanıp, il başkanı bile başlıyor yargıyı, Savcıyı tehdit etmeye..
Eee tabi ki bundan sonra ziyaret yasakları gelir, gelecektir.. Hiç zıplamayın..
Sizler kalkıp dileceksiniz ki; “Gidip o savcının kapsına Ekrem başkanın afişini asacağım, hadi gelsin de indirdin bakalım” diye ahkamlar keseceksiniz..
Tabi sıkar.. Gidip asamadılar, asamazlardı..
Ondan sora da Silivri’yi, Marmara Cezaevi’ni parti binanız gibi kullanmaya kalkacaksınız.. Yok öyle yağma..
Sokaklarda imza toplamamadan sonra şimdi de başladılar, “Ekrem İmamoğlu her yerde” sloganı ile ülkenin her yerinde olur-olmaz noktalara afişler asmaya..
Afişlerin üzerine de “Free İmamoğlu, Azadi İmamoğlu, Ekrem İmamoğlu’na özgürlük” diye sloganlar yazıyorlar..
Değerli okuyucular..
Şuan rüşvetten tutuklu olarak yargılanan, diploması iptal edilip, yok sayılan, görevden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu tek kelime ile “tenekeden Cumhurbaşkanı adayı”..
Yahu kardeşim.. Sizler ve robot medyanız neye dayanarak hala “CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu” diyebiliyorsunuz?
Ve en önemlisi bu Ekrem’iniz şimdi 7-8 dosyadan yargılanıyor.. Yargılamaları da devam ediyor..
Sizler ne yapıyorsunuz? Sözde slogan ve eylemlerle “Ekrem başkanımızı serbest bırakın” diye tehditli dayatmalar sergiliyorsunuz..
Hukukta bunun adı da; Yürütülmekte olan yargıya müdahaledir, suçu ve suçluyu övmek, kollamaktır.
Durmadan tehditler savuruyorlar, sonra da sokaklarda “Hak- Hukuk- Adalet” sloganlarını atıyorlar bu ikiyüzlüler..
Yahu mademki Adaleti biliyorsunuz, bırakın da yargılama rahatça devam etsin ve vereceğiniz her türlü Hukuk mücadelenizi de sergileyin..
Hadi topladınız 100 milyon “Ekrem’e özgürlük” imzalarını.. Ne yapacaksınız? Bu imzaları götürüp, Savcıların ve Hakimlerin önüne koyup, “Artık yargılamanıza gerek yok, milyonarca imza var, Ekrem’i serbest bırakın” mı diyeceksiniz?
Hiçbir Hukuk devletinde böyle bir saçmalık yok..
Ve tüm bu saçmalıklar, cehaletler sadece Ekrem İmamoğlu için..
Dedim ya.. Atatürk’ün kurduğu CHP, artık Ekrem’in partisi olmuş durumda..
Ve yine dayatıyorlar .. “Yahu iddianameyi niye hazırlamadınız” falan..
Yahu siz iddianame hazırlamayı bir mektup yazma gibi mi sanıyorsunuz sözde Hukukçular?
200 kadar şüpheli ve onlarca kanunsuz olaylar var.. Tanıklar var, itirafçı CHP’liler var, raporlar var..
Bütün bunların delilleri toparlandıktan sonra Savcılar iddianameleri hazırlarlar..
Siz istediniz diye veya sizin tehditlerinizden korkup ta iddianame hazırlanmaz beyler, bayanlar.. Kendinize gelin..
Değerli okuyucular..
Şimdilerde de başladılar afiş asma şovlarına..
“Free İmamoğlu, “Azadi İmamoğlu”..
Emriniz olur, ne demek?
Ve bu afişleri astıkları her yer kamusal alanlar.. Ayrıca bu afişlerin içeriği de tehdit ve yargıya müdahaledir.
Bu ülke öyle sizlerin babanızın tarlası, çiftliği değildir.. Öyle her istediğiniz her yere keyfinize göre dayatmalı afişler asamazsınız.. Bu da suç tur..
Değerli okuyucular..
Şimdi bu dayatmalı afişleri asanlar hakkında Savcılıklar soruşturma başlatıp, afişleri asıldıkları yerden indirdiler ve afişleri asanlara da Kabahatler Kanunu’na göre de idari para cezası verdiler..
Bu gün CHP’nin Hukukçu milletvekilleri Mustafa Sezgin Tanrıkulu ile CHP Grup Başkan vekili Murat Emir çıkmış diyorlar ki;
“Yahu sizler bu afişleri nasıl indirirsiniz, nasıl para cezası kesersiniz?” falan diye hesap soruyorlar..
Ve uyanık Grup Başkan vekili Murat Emir’de bugün Meclis genel kurulunda da laf cambazlığı yaparak diyor ki;
“Kabahatler Kanuna göre soruşturma başlatıp, para cezası verilmesinin gerekçesi de yasa da diyor ki; ‘afişle ilgili kişinin rızası olmadan’.. Yani, Ekrem İmamoğlu’nun rızası olmadan diyor”..
Ve aynı Hukuk cehaletini Hukukçu milletvekili Sezgin Tanrıkulu’da, Diyarbakır’da surlara, köprülere asılan “Azadi İmamoğlu” afişleri için ortaya koyuyor..
Yahu Hukukçu beyler.. Sizler yoksa Hukuk diplomalarınız Kırtasiyelerde satılan düzmece diplomalardan mı aldınız?
Murat emir.. Özellikle sen dikkatli oku.. Bak, 5326 Sayılı Kabahatler Kanununu 42. Maddesi; izinsiz afiş asma, bir kabahat olarak kabul edilmektedir.
Bu maddeye göre; kamuya ait duvar veya alanlara, rızası olmaksızın özel kişilere ait alanlara afiş veya ilan asan kişiye yüz Türk Lirasından üç bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.
Mülkü amirlerden veya Belediyelerden İmamoğlu’nun avukatları izin dilekçeli izin aldılar mı? Yok..
Veya parti yöneticileriniz ilgili kurumlara müracaat edip afiş asma izini aldılar mı? Yok..
“Eee biz asarız, biz eşkıyayız, çeteyiz” diyorsanız; nah asarsınız..
Evet.. Hukukçu milletvekili zat’lar.. Bakın Kabahatler Kanunun 23. Maddede de Savcılara bu konuda nasıl bir yetki verilmiş?
“Madde 23- (1) Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde bir kabahat dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye yetkilidir.
(2) Bir suç dolayısıyla başlatılan soruşturma kapsamında bir kabahatin işlendiğini öğrenmesi halinde Cumhuriyet savcısı durumu ilgili kamu kurum ve kuruluşuna bildirebileceği gibi, kendisi de idarî yaptırım kararı verebilir.
(3) Soruşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde Cumhuriyet Savcısı bu nedenle idarî yaptırım kararı verir”..
Hadi… Öğrenin de gelin Hukukçı zat’lar..
Bu Haber 23927 Defa Okunmuştur