GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı

www.haber2000.com

Değerli okuyucular..

Yoğun sorular karşısında bu yazımı aslında 2 gün öncesinde yazacaktım fakat ani rahatsızlığın nedeniyle yazamadım.. Herkese sağlıklar diliyorum..

Şimdi.. 1 haftadır çok büyük bir gaflete ve ihanete göz yumuluyor, ses çıkarılmıyor.

Vatan savunmasında çok, çok büyük rolü olan İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kurucu lideri olan, görevinden ayrıldıktan sonra da “Bundan sonra emirleri Mustafa Kemal paşadan alacaksınız” diyen,

15 Mart 1921 günü İngiliz’ler taraflıdan kiralanan Ermeni suikastçı Soğomon Tehliryan tarafından Almanya’da suikast sonucu Şehit edilen,

Ve Şehit haberini duyan Atatürk, ağlayarak;

“Vatan büyük bir evlâdını, inkılâp büyük bir teşkilatçısını kaybetti” diyen, daha sonra da; Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından “Milli Şehit” ilan edilen Mehmet Talat paşa; maalesef Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, “sözde Ermeni soykırımı” iftirasıyla ‘katil’ ilan edildi.

Milli Şehidimiz Talat paşayı kim ‘katil’ ilan etti? DEM Parti milletvekili George Aslan..

Meclis Başkan vekili koltuğunda ise sürekli Atatürk’ün partisi olduklarını ağızlarından düşürmeyen CHP’nin milletvekili Tekin Bingöl var…

DEM Partili milletvekilinin bu alçakça ifadesi karşısında CHP suskun.. Sesini çıkaramadı..

İYİ Parti Milletvekili Şenol Sonat kürsüye çıkarak DEM Parti milletvekilinin ihanetine sert tepki gösterip, “bu sözlerinizden dolayı sizi lanetliyorum” diye tepki gösterdi.

O da ne?

CHP’li meclis Başkan vekili çok sert ifadelerle Şenol hanıma; “Şenol hanım ‘lanet’ ifadesi çok ağır bir kelime, lütfen sözünüzü geri alınız” demez mi?

Atatürkçü olduklarını ileri süren CHP’lilerin sırlarından ses yok..

Ulan.. Bu hain Atatürk’ün silah arkadaşı Talat paşayı katil, Türkleri de sözde Ermeni soykırımı ile suçluyor, müdahale edip, sözlerini geri alması uyarısında bulunmuyorsunuz, bu haine tepki gösterenlere; görevinizi kötüye kullanıp, sert uyarı yapıp, ceza veriyorsunuz..

O sırada meclis divan kâtibi görevini yürüten Yasin Öztürk, Meclis Başkan vekilinin bu gafletine tepki göstererek, yumruğunu vurup, divandan ayrıldı.

Ortalık karıştı ve genel kurula 10 dakika ara verildi.

Tabi Atatürkçü olduklarını ileri süren CHP’lilerden; Talat paşanın ‘katil’ ilan edilmesine karşı yine tek bir tepki sesi çıkmadı..

Sonra bu gaflete, ihanete tepki gösteren İYİ Partili Yasin Öztürk’e ceza verildi.

Ceza aslında gazi meclise verilmişti.

CHP hala gaflet sularında “Atatürk maskesiyle” sessizce yüzüyor..

Bre gafil CHP takımı… Sahte Atatürkçüler takımı CHP’liler..

Milli Şehidimiz Mehmet Talat paşa ‘katil’ ise, o zaman Atatürk’te katildir.

DEM milletvekili bunu ifade ediyor.. Hiç mi kanınıza dokunmadı?

Niye bu gaflete, ihanete ortak oluyorsunuz?

“Belki DEM’i iktidar ortaklığından koparıp, birlikte hareket ederiz” düşüncesiyle..

Tabi İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ile gerçek Atatürkçüler, Türk milliyetçileri, DEM Parti milletvekilinin bu alçakça yakıştırmasına sert tepkiler gösterdiler.

Değerli okuyucular.. Şimdi dikkat edin..

Aradan 3 gün geçiyor Özgür Özel beyefendiden tepki yok..

İYİ Parti lideri Dervişoğlu ziyaretinde gazeteciler Özgür Özel’e; DEM Milletvekilinin bu alçakça iftirasını ve bu iftiraya karşı koyan  İYİ Partili milletvekiline ceza verilmesini soruyorlar..

Özgür Özel.. Öyle bir laf kalabalıkları yapıyor, öyle bir kıvırıyor ki sormayın..

Niye laf kalabalığı yapıp, oryantallere taş çıkarırcasına kıvırıyor?

Milli Şehidimiz Talat paşaya ‘katil’ diyen, Türkleri sözde Ermeni soykırımı iftirası ile suçlayan DEM milletvekilini ayıplamamak ve kınamamak için..

Ve neden kıvırdığını şu ifadelerle açıklıyor;

“Ya mecliste bulunan muhalefetin birbirleri ile konu ne olursa olsun kavga etmesi, tartışması sadece bir kişiyi sevindirir. O’da Erdoğan” ..

Bak, bak.. Gaflete bakın? Atatürk maskeli Özgür Özel..

Şimdi sana soruyorum, hiç kıvırmadan cevap ver;

“Atatürk’ün ardından ağladığı Milli Şehidimiz Talat paşa katil mi?”

Tabi bu sorum aynı zaman kendilerini sürekli Atatürkçü ilan eden tüm CHP’lileredir..

Hadi yüreğiniz varsa cevap verin..

*EKRAN TETİKÇİSİ FATİH PORTAKAL, NEDEN ANİDEN SÖZCÜ TV’DEN GÖNDERİLDİ? ŞİMDİ NEREYE KAPAK ATMA ÇABASINA?

Değerli okuyucular..

Ben ne “yandaş”, ne de “fondaş” medya mensubu hiç olmadım, olmamda..

Ben, Ülkücü yapıya sahip Türk milliyetçisiyim.. Yazılarımı da Türk milletinin milli menfaatleri doğrultusunda yazıp, işledim.. Siyasi parti menfaatlerine göre de hiç yazı yazmadım..

Elbette ki her zaman Türk milliyetçileri ile aynı safta oldum, yine de olacağım..

Şimdi Fatih Portakal diye hince haberler sunan bir “gazeteci” var..

Aslında tek görevi, nerede olursa olsun; ekran tetikçiliği..

Bu zat ve çalıştığı televizyon, sadece ve sadece Ekrem’in ve CHP’nin sesi olarak faaliyet gösteriyor..

CHP’yi de, Ekrem’i de destekleyebilirler ama ekranlardan bunlara karşı olanlara hakaret edemezler, çamur atamazlar ve özellikle devletin kurumlarına da iftiralar atamazlar..

Bu Portakal haberleri sunduğunda aynı zamanda yine bu hinliklerle anketler düzenliyor ve tüm soru şıkları puştluklarla dolu.

Kısaca yazayım.. Ümit Özdağ’ın ilk duruşması.. Tahliye edilmedi ve duruşma 1 hafta sonraya atıldı..

Bu ekran tetikçisi Fatih Portakal başladı mahkeme heyetine çamurlar ve iftiralar atmaya, hatta ayarlar vermeye..

Kısaca şu yorum yaptı.. “Yahu adamın suçu belli, dosya belli niye karar verip, adamı bırakmıyor, duruşmayı bir hafta sonraya atıyorsunuz? Haa, demek ki Adalet bakanına ‘alo’ diyeceksiniz ve tahliye edip, etmeyeceğinizi soracaksınız” falan..

Ulan sen kimsin? Sen sadece haberleri sunmakla görevlisin.. Devletin kurumlarına ve hakimlerine, savcılarına hangi hakla iftiralar atıyorsun medya soytarısı..

Sanki iftiranı olmuş gibi ekrandan halka anlatıyorsun..

Haa bu yönde bir net bilgin, belgen olur, haberini sunarsın..

Sen ne yapıyorsun, tetikçilik görevi ile ahkamlar kesiyorsun hadsiz..

Değerli okuyucular..

Bakın, Gazeteciler dokunulmaz değildir..

Ağır eleştirilerde bulunabilirler ama hiç kimselere hakaret edip, iftiralar, çamurlar atamazlar..

Ayrıca haber sunucuları da gazetecilerin- yazarların ifade özgürlüğünde bir adım da geridelerdir..

Örneğin bu tetikçi Portakal, Sayın Kılıçdaroğlu’na sert şekilde tepki göstererek, “yahu şimdi sen hangi yüzle gelip o koltuğa oturacaksın” falan diye hakaret edip, ayar vermişti.

Ve yine Belediye Meclisi üyelerinin oyları ile Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Eray Karadeniz ile ilgili çirkin ithamlar..

Niye bu çirkinlikleri yapıyorlar? Çünkü bunlara tetikçilik ve karşı kişiyi itibarsızlaştırma görevi vermişler..

Mahkemeler ve RTÜK ceza verince bunlara ciyak, ciyak bağırıyorlar.. Çünkü kendilerini dokunulmaz sanıyorlar..

Ve Ümit Özdağ duruşması konusunda bu hadsizliği sergileyince, ben de doğru olanları yazarak, kendisine sert tepki gösterip, Adalet Bakanına, RTÜK’e görev çağrısında bulundum.. “Ne diyor bu medya soytarısı?” başlıkla yazı yazdım.

O gün ki yazımın linkini aktarıyorum.. İsteyen okuyabilir..

MEDYA SOYTARISI “PORTAKAL”.. SAYIN ADALET BAKANI’nı ve RTÜK’nu GÖREVE DAVET EDİYORUM. “NE DİYOR BU SOYTARI?”- Haber 2000 https://www.haber2000.com/medya-soytarisi-portakal-sayin-adalet-bakanini-ve-rtuknu-goreve-davet-ediyorum-ne-diyor-bu-soytari-24156.html @yilmaztunc @adalet_bakanlik @rtukkurumsal @eraykaradeniz @fahrettinaltun @GOPBelediyesi @fatihportakal @szctelevizyonu

Ben bu yazımı 12 Haziran 2025 günü yazdım..

Ve bu yazımın ertesi günün akşamı.. Yani, 13 Haziran 2025 gününün akşam ana haberinde..

Portakal, kendine vakit ayırma zamanı geldiğine inandığını  ifade ederek, Sözü Tv’de ki görevinden ayrıldığını açıkladı..

Ve sözlerine de şu ifadeyi eklemeyi de unutmadı;

“Mesleği bırakır mıyım, yoksa virgül mü koyarım bakacağız”..

Mesaj veriyor.. Sahiplerine..

Portakal’ın bu açıklamasından hemen sonra bana onlarca telefon edenler oldu..

“Göktürk (Cafer Uğurlu) abi, senin çağrı yazından sonra bu ayrılma olayı aniden gelişti.. Sen mi etki yaptın?” falan gibi sorular iletildi..

İnanın, ben yazımı yazıp, hem ilgililere, hem de aleyhinde yazdığım kişilere her zaman Twitter’da (x) etiketleme yapar gönderirim.. Cep telefonları var ise, yazımın linkini SMS olarak kendilerine gönderirim..

Çağrı yaptığım kurum ve yetkilileri gereğini yapar- yapmaz, ben arayıp, “ne oldu?” diye sormam, hiç te sormadım..

Haa bu tür yazılarıma ilgili kurumlardan defalarca olumlu cevaplar aldığım yazılar oldu.

Bu yüzden Portakal ile ilgili yazımda ben görevimi yaptıktan sonra sonucunu koşturmadım..

Elbette ki araştırdım.. “Bu ani ayrılma neden?” diye.

Bilgilerimi buradan aktarmıyorum.. Edindiğim bilgi özetle şu;

Sözcü Tv uyarı almış ve Portakal’ın görevine son verilmiş..

Edebiyat yapıyor.. “Kendime zaman ayrıma vakti geldi” diye..

Bakmayın.. Aldığım bilgilere göre bu Portakal, şimdi de Selçuk Tepeli’den boşalan NOW Tv’ye kapat atmaya, orada ana haberde tetikçiliğine devam etme çabasında..

Değerli okuyucular..

Bakın bunların meslek hayatına.. Hep haberlerinde birilerine tetikçilik yapıp, karşı kişileri ve kurumları hep itibarsızlaştırma, çamur atma ile geçmiştir..

Takdir milletin..