GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Daha önce yazdığım yazılarımda da vurguladım, şimdi de yazayım.. Çünkü yazılarımdan sonra bazı kişiler çeşitli puştluk düşünceleri ile yazdıklarımı; hiç alakası olmayan yönlere çektikleri gibi, sosyal medya soytarılarına bana hakaretler yağdırtıyorlar..
Ben CHP’li değilim.. Hatta 12 Eylül öncesi CHP ile her türlü kavgada karşı-karşıya gelen ölümüne mücadele eden Ülkücü yapıya sahip bir Türk milliyetçisiyim..
CHP, Atatürk’ün rahmetli olmasından sonra zaman-zaman birileri tarafından ideolojik olarak başka mecralara çekilmek istendi, bugün de aynı gaflet içinde olanlar var.
12 Eylül 1980 Askeri darbe öncesinde; Başbuğların Başbuğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu CHP’yi Ecevit ve arkadaşları resmen Marksist-Leninist Sol terör örgütleri ile birlikte yönetmiş ve Türk milliyetçilerine de “Faşist” çamurunu atmışlardı..
Evet Değerli okuyucular..
Atatürkçü olmayanlar asla Türk Milliyetçisi olamazlar..
NOKTA..
Ve Atatürk hiçbir an bile ne Sol düşünceye meyil vermiştir, ne de Sosyalizmi benimsememiştir.
İşte benim ve tüm Ülkücülerin- Türk Milliyetçilerinin 12 Eylül 1980 öncesi her alanda çarpıştığımız CHP’yi; derleyip-toparlayan ve Türk milliyetçilerine gerçek kardeş gözü ile bakılmasını sağlayan lider ise Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmuştur.
Milyonlarca Türk milliyetçisi Sayın Kılıçdaroğlu’na oylarını vermişlerdir..
Ve Sayın Kılıçdaroğlu ile ailesinin adı bu güne kadar hiçbir pis işlerle anılmamıştır..
Ve ikinci olarak şunu da aktarayım..
Ben asla mezhepçiliği sevmem ve bugüne kadar da biran olsun mezhepçilik sohbeti bile yapmadım, yapmamda..
Şunu vurgulamak istiyorum.. Mezhepçilik mecrasında birilerinin tartıştığı gibi ve tespit belirttiği gibi; “Alevi” de değilim..
Alevileri de gayri-Müslim ilan edenler de zaten Müslüman olamazlar..
“Ya Allah- Ya Muhammet, Ya ali” diyenleri gayri-Müslim ilan etmek kimlerin haddinedir?
Ve yıllar önce “Toplumda var olan gerçek sorunu görmek istiyor isek; bu da Alevi sorunudur” diye yazan Ülkücü yazarların başında gelen birisiyim.
Ve halende aynı düşüncedeyim..
Değerli okuyucular..
Bunları niye sizlere aktardım?
Şimdi gelelim; aynı zamanda ikisi de CHP’li olan, birisi Hukukçu ama “Hukuk fakiri” olan, diğeri ise rüzgârgülü gibi esen yele göre fırıldak gibi dönen, kendisini de “Alevi aydın” diye pazarlayan, en önemlisi yakın geçmişte Türk ve Atatürk düşmanı iblis Fetullah Gülen’i “en büyük Türk Milliyetçisi” ilan eden “Araştırmacı-Yazar” Rıza Zelyut’a vuracağım şamarlarla düşen maskeleri ile gerçek yüzlerini sizlere aktarmaya..
Önce kendini “Alevi aydın” diye pazarlayan yazar Rıza Zelyut’tan başlayalım..
Bu Rıza çook uzun yıllardır CHP’nin üyesi idi.. Yakın geçmişte Sayın Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanı olduğu son dönemlerde gidip dilekçe vererek;
“CHP artık Atatürk’ün kurduğu parti değildir. Bu yüzden parti üyeliğimden istifa ediyorum” diyen bir zat..
Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu “şaibeli” bir Kurultay iddiasıyla Genel Başkanlıktan gönderildi.
Genel Başkanlığa; her gün, her saatte bölücü ağızlarla propagandalar yapan, Kürtlere devlet ve eşit yurttaşlık vereceğini vaat eden, Atatürk’ün bizzat tespit ettiği altı Ok ambleminin birini “mora” boyama gafletini gösteren, Atatürk düşmanları ile her türlü iş tutan Özgür Özel ve “başkanı” Ekrem İmamoğlu geldi.
Ve “bölücü ifadelerle” Kürtleri ağızlarından düşürmeyen bu iki zat’, Alevileri bir gün olsun akıllarına getirip, haklarını dile getirmeyenlerdir.
CHP’de durum bu iken, şimdi bu rüzgargülü Yazar Rıza Zelyut, Özgür Özel ve İmamoğlu ile yoldaşlık yaparak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na edepsizce saldırıp, İstanbul’u haraca ve rüşvete bağlayan, görevinden alınan, tutuklu Eko’yu savunduğu gibi Sayın Kılçdaroğlu’na da saldırıp “Alevi” olamadığını ifade etme hadsizliğinde bulunuyor.
Bakın bu fırıldak Yazar ne yazıyor?
“Artık iyice belli oldu; Kılıçdaroğlu ile Erdoğan anlaşmışlar.
Saray'ın emrindeki yargı, CHP yönetimini Kılıçdaroğlu'na verecek. KK de partinin imajını yerle bir edip RTE'nin iktidarının sürmesine hizmet edecek.
Zaten ABD onu bu amaçla CHP'nin başına getirmişti.
İhanete devam!”…
Ve yalakalığına hadsizce devam edip şu yakıştırmada bulunuyor;
“Şaka diye yazdım gerçeğe döndü:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı
“İmamoğlu İle Mücadele Başsavcılığı” haline geldi.
Susturmak için nöbetçi koymuşlar sanki”..
Rıza Zelyut yalakalıkta ve Sayın Kılıçdaroğlu’na itibar suikastında çıtayı yükselterek, Alevi kandaşlarımıza şunları yazdı;
“Onun adına ben özür diliyorum...
Laik Türkiye'yi yıkmak derdindeki gerici AKP yönetimi ile el altından işbirliği yaparak:
Alevi felsefesine ve duruşuna ters davranan...
Kemal Kılıçdaroğlu adına bir Alevi aydını olarak ben özür diliyorum. Biz bu değiliz!”…
Yahu kendini “Alevi aydın” diye pazarlayan Rıza Zelyut.. sen kimsin? Senin ne haddine birilerine Alevi olup, olmama konusunda hüküm veriyorsun..
Ve sen Aleviler adına hangi yetki le özür diliyorsun?
Gerçi gerçek alevi vatandaş bu yazıların altına yaptıkları yorumlarla bu zat’a haddini bildirdiler..
Ulan boş tenekeler.. Bu ülkede Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken, kamuoyuna ekranlardan “Ben Aleviyim” diye övünerek seçime giden tek siyasetçi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur..
Sen aydın değil, cehalet timsalisin Rıza efendi..
19 kitap yazdığını belirtiyorsun.. Senin aklın ve aydınlığın olsa idi; Fetullah kim ulan? Fetullahçı olmaz, Fetullah’a övgüler yağdırmazdın..
Ortaokul mezunu bir bunak ama sen Fetullahçı oldun, O’nu gazetede ki köşe yazında gafletle “en büyük Türk Milliyetçisi” ilan ettin..
Şimdi.. Bölücü ağızla propagandalar yapan, rüşvet ve organize suç örgütü kurmaktan tutuklu yargılanan Eko’yu yalakaca savunup, CHP’ye göz kırpıyorsun..
Rıza efendi.. Bak partinin adını yıpratmamak için yazmıyorum ama sen şuanda da “gerçek Atatürkçü” tasarımında ki bir parti de Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyorsun..
Bildiğim kadar ile senin bu hadsizce yakıştırmalarını ve hakaretlerini görev yaptığın parti yapmıyor ve savunmuyor.
CHP’ye diğer fırıldaklar gibi göz kırpıyor isen ahlaklı olup, bu partiden de istifa derhal etmelisin..
Değerli okuyucular..
Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu’nu ihanetle suçlayan ve Alevi ahlakını taşımadığını küstahça ifade eden bu Rıza Zelyut bakın Güneş Gazetesinde ki köşesinde aynı zamanda bir numaralı Alevi düşmanı olan iblis Fetullah Gülen için neler yazmıştı;
“Bakıldığında Fethullah Gülen'in ve onun topluluğunun (Orası artık bir cemaat olmanın da ötesine geçmiştir) Türk Milleti’nin kimliğinin yaşatılması ve geleceğe aktarılması açısından öneli bir hareketi yıllardır yürüttüklerini görmektesiniz. Bu hareketin başlangıcını uluslararası nitelikte kurulan okullar oluşturmuştur.
Sayın Gülen; Türkçe Olimpiyatları için gönderdiği mesajında demiş ki: ‘Türkçeyi güzel kullanmamak milli günahtır.’ Sadece bu cümle bile onun gerçek bir milliyetçi olduğunu gösteriyor.
Artık en basit görgü kurallarını bile dillendiremez hale gelen şu Türkiye'de, Fethullah Gülen'in yürüttüğü Türkçe hamlesi; gerçekten de önemlidir. Bu yüzden de biz onu en büyük milliyetçi ilan ediyoruz. Güneydoğu'da Gülenci kuruluşlara yapılan saldırıların altında bu gerçek yatıyor olmasın?”
Yahu rıza.. Sen gerçekten Alevi veya aydını olsan, Alevi düşmanı bu iblise bu methiyeleri asla dizmezdin.. Sen busun.. Bu karakterdesin..
Değerli okuyucular..
Gelelim diğer vefasız, ikiyüzlü zat’a.. Yani, Bolu belediye Başkanı Tanju Özcan’a..
Bu Tanju aynı zamanda Avukat.. Yani Hukukçu..
Fakat görüyorum ki oldukça Hukuk fakiri..
Biliyorsunuz bu zat, CHP genel Merkezine gidip, Sayın Kılıçdaroğlu Genel Başkanlık görevinde iken O’nu işaret edip, kapının önüne bir koltuk fırlatıp, şov yapmıştı.
Ve hakaret içerikli sözler sarf etmişti..
Şimdi de bu zat diyor ki; “Sayın Kılçıdaroğlu’na kardeşi olarak yalvarıyorum, git mahkemeye şunu, şunu söyle, iktidarın bu tuzağını bertaraf et, CHP’yi tartıştırma..” falan..
Yahu Tanju.. Sen ne çabuk Sayın Kılıçdaroğlu’na yeniden kardeş oldun?
Peki, hem bu Tanju, hem de sözde Alevi aydını Rıza; Sayın Kılıçdaroğlu’nun ne söylemesini ve ne yapmasını istiyorlar?
Aslında akıl fukarası oldukları için kendileri de ne istediklerini bilmiyorlar.. Son dakikalarda belki vururuz diye ateş ediyorlar..
Bakın, Hukuk fakiri Hukukçu son dakikada ne sıkıyor;
"Kılıçdaroğlu partiyi karıştırmaya çalışıyor. Ben açık konuşuyorum. Ankara'da açılan iki dava hukuk yoluyla CHP'ye açık bir darbe girişimidir. CHP yüzde 40'lara ulaştı. Hükümetten artık bunu bekliyoruz ama burada parti içerisinde başta eski genel başkanımız Kılıçdaroğlu olmak üzere bir kısım arkadaşlarımız artık parmakla sayılabileceğimiz kadar az insanlar, tabanda herhangi bir güçleri yok. Ancak buna rağmen iktidarın CHP'ye karşı darbe girişimine ortak olur şekilde hal ve hareketler içerisindeler."
Bre hem gafil, hem de cahiller..
Bir kere Sayın Kılıçdaroğlu şaibeli Kurultay davasında hiçbir konuda resmi olarak taraf değil.
Sadece mağdur-tanık olarak çağrıldı ve gitmedi..
Şimdi Hukukçu ve aydın beyler…
Şunu noktayı öğrenin artık..
Mahkeme eğer “Mutlak Butlan” kararı verir ise bu Karar hükmüne herkes uymak zorundadır..
Yani.. Şaibeli Kurultay yok sayılacak ve Kılıçdaroğlu’nun Kurultay önce ki yönetimi tekrar göreve başlayıp, partiyi yeni bir Kurultaya götürecek..
Mahkemenin bu kararından önce ve sonrasında Sayın Kılıçdaroğlu çıkıp kamuoyuna “Kurultay temizdi, ben görev istemiyorum” falan gibi sözler sarf etmesi Hukuken hiçbir şey ifade etmez..
Ayrıca Sayın Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel’in oturup anlaşması da Hukuk dışıdır, olmaz..
Bir kere Sayın Kılıçdaroğlu verilen karar gereğince Genel Başkanlığı yeniden almak zorunda.. Yönetimi teslim aldıktan sonra başkanlıktan istifa eder ise o zaman emelinize kavuşursunuz.. O da çok zor..
Haa bir de Kılıçdaroğplu’nu ve ekibini Genel Merkeze sokmayız” diye efeleniyorsunuz..
Yahu siz kimsiniz? Hangi halka, hangi cüretle bu eylemde bulunacaksınız? CHP sizin babanızın dükkânı mı?
Hadi böyle bir eyleme kalkışında görelim.. Bu ülkenin yasaları ve emniyet güçleri var..
CHP’yi ele geçirmek üzereyken kaybedeceğinizi anladığınız için hırsla ne yaptığınızı ve ne sözler sarf ettiğinizi bilmiyorsunuz..
Gelelim size ayrı bir Hukuk işlemini öğretmeye..
Mahkeme eğer; “Mutlak Butlan” kararı vermez de “Nisbi Butlan” kararı verir ise işte o zaman da ayrı bir şansınız doğar..
Yani usul hatalarından dolayı Kurultayın iptal edilmesi kararı..
İşte bu karar üzerine Sayın Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel oturup, ne yapılması konusunda ortak anlaşma sağlayabilirler..
Eğer anlaşma olmaz ise iki tarafın ortak olarak gösterdiği bir isim Kayyım olarak tayin edilir ve 45 gün içerisinde partiyi Kurultaya götürür.. Sonra kim kazanırsa kazansın..
Evet Hukukçu Tanju bey ve Alevi aydını Rıza bey.. Şuan ki CHP yönetimine yalakalık yapacağım diye cahilce saçmalıyorsunuz.. Çünkü, amacınız başka..
Bu Haber 29790 Defa Okunmuştur