http://www.haber2000.com
https://www.facebook.com/osmantopal.tr
» Akşener'den, Erdoğan'a : "Haydi, o meşhur simit hesabını, şimdi yap da göreyim.. Milletin sabrı artık tükendi, Ekonomi çöktü"

Akşener'den, Erdoğan'a : "Haydi, o meşhur simit hesabını, şimdi yap da göreyim.. Milletin sabrı artık tükendi, Ekonomi çöktü"

Haydi, o meşhur simit hesabını, şimdi yap da göreyim! Sen farkında değilsin ama, birçoğu OECD üyesi olan 46 ülke, bu dönemde bizden çok daha iyi büyüme performansı gösterirken, Türkiye ekonomisi hızla, 1990'lı yıllara dönüyor.
Paylas
Akşener'den, Erdoğan'a :
Siyaset - 03 Kasım 2020, Salı 11:38:48
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu.

 

Akşener, "Albayrak’ı uyarıyorum, Merkez Bankası Başkanı’na çaycın gibi davranmaktan vazgeç" ifadelerini kullandı.

 

Akşener, İzmir’de yaşanan depremi hatırlatarak,  “Enkaz üstünde şov yapanlara inat, olağanüstü bir gayret ve özveriyle, enkaz altından tek bir canımızı alabilmek için mücadele eden, bütün kardeşlerimden, Allah razı olsun” dedi.

 

“Albayrak'ı uyarıyorum, Merkez Bankası Başkanı'na çaycın gibi davranmaktan vazgeç” diyen Akşener, “Kayınpederinle birlikte geliştirdiğin, tarihteki bütün ekonomistleri mezarında ters çeviren faiz sebep enflasyon sonuç teorisini uygulamaktan vazgeçin” ifadelerini kullandı.

 

Meral Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle;

 

* Sürecin başından beri her grup toplantımızda, “Türkiye, kurulacak bütün masalarda yer almalıdır.” dedik. Bunu dile getirdiğimiz için bize söylemediklerini bırakmayan, havuz yorumcularının, Putin de aynısını dile getirince, dut yemiş bülbüle dönmelerini, manidar bulmakla beraber;

 

* İşin diplomatik boyutunda, yaptığımız uyarının, bugün dünya liderlerince kabul ediliyor olmasından memnunuz. Allah Türk'ün ordusunu muzaffer etsin.

 

* Şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa nasip etsin. Bu kutlu yolda, ayaklarını taşa değdirmesin.

 

* Azerbaycan'dan gelen mutlu haberlere sevinemeden, İzmir'de yıkıldık… Hafta sonu yaşadığımız, deprem felaketi dolayısıyla, kalbimiz İzmir'de atıyor. Hayatını kaybeden 93 vatandaşımıza, Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. 994 yaralı vatandaşımıza da, Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum.

 

*Afetten etkilenen vatandaşlarımıza, yanlarında olduğumuzu hissettirmek, Yürütülen çalışmaları gözlemleyerek, İYİ Parti olarak hangi konularda destek olabiliriz, anlamak için, Cumartesi günü İzmir'deydik.

 

* Başta AFAD olmak üzere, devletimizin tüm birimlerinin, belediyelerimizin, özel arama kurtarma ekiplerimizin, sağlık ordumuzun ve vatandaşlarımızın, canla başla mücadele ettiklerini gördüm. Enkaz üstünde şov yapanlara inat,

 

* Olağanüstü bir gayret ve özveriyle, enkaz altından tek bir canımızı alabilmek için mücadele eden, bütün kardeşlerimden, Allah razı olsun.

 

* Yurdumuzun, bir deprem kuşağı üzerinde olduğunu biliyoruz. Atılacak her adımın, bu gerçeğe uygun olması gerektiğini de biliyoruz. Ancak, bunları bilmek maalesef yetmiyor.

 

* O gerçeğe uygun adımları atabilme aklını ve izanını, göstermemiz gerekiyor. Maalesef, depremi yaşadıktan sonra, bir süre konuşup, sonrasında sanki hiçbir şey olmamış gibi davranılması, vatandaşlarımızı, daha büyük tehlikelerle, baş başa bırakıyor. Metropolleri çeyrek asır, ülkeyi de 18 yıl yönetip,

 

* Sizden, benden, daha çok şikayetçi olan zihniyeti gördükçe, Türk siyaseti adına utanıyorum. Milletimiz acıyı topyekûn yaşarken, partisinin il kongresini iptal etmeyip, bir de, sanki hiç sorumlulukları yokmuş gibi, sadece geçmiş idareleri suçlayan, siyasi rantçıları gördükçe, utanıyorum.

 

* Yapılan ihbarlara rağmen, parmağını kıpırdatmayan bakanlıkları gördükçe, 21 yıldır toplanan deprem vergilerine rağmen, bu meselede ciddi bir yol alamayan yönetim anlayışını izledikçe, koltuk meraklılarının, yandaş müteahhitleriyle el ele verip, vatandaşlarımızın hayatını hiçe saymalarına şahit oldukça, isyan ediyorum.

 

* Bugüne kadar, depreme hazırlık konusunda verilen, tüm önergeleri reddeden hastalıklı kafaya, kentsel dönüşümü ranta, fırsatçılığa dönüştürenlere, imar barışı adı altında, çürük binaları yasallaştıranlara, o binalarda kolon kesecek kadar, gözünü para bürümüşlere, isyan ediyorum.

 

* Yarından tezi yok, meclisimizde bu konuda yeniden adımlar atacağız. Daha önce attığımız adımları tekrarlayıp, daha ısrarcı olacağız. Sanki hiç sorumlulukları yokmuş gibi siyasi rantçıları gördükçe utanıyorum.

 

* 21 yıldır toplanan deprem vergilerine rağmen bu yönetim anlayışını izledikçe isyan ediyorum.

 

* Oy verdiğiniz siyasi partilerden hesap sorun. Siz hesap sormazsanız rant iştahıyla gelen bu felaket tabloları bitmeyecek. Felaketin siyaseti olmaz. Biz bu konuda hiçbir siyasi hesabın içinde olmadık, olmayacağız.

 

*  Merkez Bankası neden bağımsız? Para politikası rant uğruna kullanılmasın diye bağımsız. Damat bakanı uyarıyorum. Merkez Bankası Başkanı'na çaycın gibi davranmaktan vazgeç.

 

* Damat bakan dolara bakmıyor. Sen bakmayacaksın da kim bakacak?

 

* Türkiye, yüksek bütçe açığı ve yüksek cari açıkla karşı karşıya, devleti yönetenlerden hiçbir ses yok.

 

* Bankacılık sistemi, her geçen gün artan ciddi bir faiz riskiyle karşı karşıya, devleti yönetenlerden çıt yok. Reel sektör firmalarımızın 292 Milyar Dolar döviz yükümlülüğü var. Yılbaşından bu yana dolar kuru 2 lira 40 kuruş artmış,

 

* Yani firmaların borçları 700 Milyar lira artmış, devleti yönetenler hala parmağını oynatmıyor. Damat Bakan dönemindeki altın ve dövizle borçlanmanın, bütçeye ilave maliyeti 150 Milyar lirayı buldu.

 

* Pandemide vatandaşlarımıza bütçeden yapılan doğrudan destek, sadece 10 Milyar lirayken, bunun 19 katının, kodamanların cebine girmesine sessiz kalamayız.

 

* Milletin parasını faize akıtırken, son derece cömert olan iktidarın, millete gelince cebinde akrep olmasına sessiz kalamayız. Kimse kusura bakmasın, sessiz kalmayacağız.

 

* Tüm bu gerçekler ortadayken; Sayın Erdoğan, “OECD ve IMF ölçeklerine göre iyiyiz.” diyor. Çok yazık. Bu söz bile, olup bitenden ne kadar habersiz olduğunu gösteriyor.

 

* Sayın Erdoğan; O iyi durumda olan Türkiye'de bugün asgari ücret aylık 270 dolar. Yani, günlük 9 dolar. Yani, 3 çocuklu bir aile için kişi başı günlük 2 dolar bile değil.

 

“MİLLETİN SABRI ARTIK TÜKENİYOR”

 

* Haydi, o meşhur simit hesabını, şimdi yap da göreyim! Sen farkında değilsin ama, birçoğu OECD üyesi olan 46 ülke, bu dönemde bizden çok daha iyi büyüme performansı gösterirken, Türkiye ekonomisi hızla, 1990'lı yıllara dönüyor.

 

* Bugün kamu açıkları, 1990'lı yılların ortalamasından fazla olduğu gibi, borçlanma açısından da, aynı durumla karşı karşıyayız… Bakın, 4 gün önce açıklanan finansman programına göre Hazine, 2021 yılında anapara ve faiz toplamı olarak, piyasaya 398 milyar lira ödeyecek.

 

* Bunun karşılığında ise, iç piyasadan 541 milyar lira borç alacak. Bu ne demek?

 

* Bu, “Borcu borçla kapatmak” demek. Bu ne demek? Bu, “Özel sektörün, yatırımlarında kullanacağı parayı da, Hazine kullanacak” demek. Az önce ciddiyetten bahsettim. İşte ciddiyet, tablo böyleyken, havaya bakıp ıslık çalmamaktır.

 

* Ciddiyet, eve ekmek götüremeyen esnafa, “abartıyorsun” dememektir. Ciddiyet, geçinemeyen vatandaşa, “keyif çayı içmeyi” tavsiye etmemektir. Buradan Sayın Erdoğan'a sesleniyorum; Ben bir şey söylüyorsam, devletin ve milletin yararına olduğu içindir.

 

* Ülkeyi düşünmeyip, kendi istikbalimi düşünsem, senin önerdiğin gibi, “Keyif çayımı” koyar, olanları izlerim. Ama bu, benim siyaset anlayışıma yakışmaz.

 

* Bu, benim devlet insanlığı düsturuma yakışmaz. Siyasi rant uğruna, milletimin çektiği acıya seyirci kalmak, İYİ Parti'ye yakışmaz. Milletimizin yaşadığı zorlukları gördükçe, sen keyifleniyor olabilirsin ama, benim uykularım kaçıyor. O yüzden yine söylüyorum.

 

* Milletimiz rahat bir nefes alana kadar da susmayacağım. Atılacak adımlar zor değil, yeter ki niyetin olsun… İlk iş, Merkez Bankası'nın üzerinden elinizi çekin.

 

* Geç alınan her kararın, maliyetinin daha ağır olduğunu unutma… Kurumlarla, muhalefet partileri de dahil, toplumun tüm kesimleriyle istişareye açık ol. Damadına söyle, beyanatlarına dikkat etsin, güveni bozan, yatırımcıyı tedirgin eden, gülünç ve sorumsuz sözler söylemesin. Şeffaf olun, açtığınız kara delikleri kapatın.

 

* Kamu özel iş birliği projelerini, varlık fonu operasyonlarını, devletin harcamalarını ve büyük müteahhitlere yapılan ödemeleri, çok açık bir biçimde ve milletin menfaatleri çerçevesinde yürütün.

 

* Borçlanma stratejinizi değiştirin. Dövize dayalı borçlanmayı, daha fazla arttırmayın. Damadının, 2021 yılı program hedefleri ve bütçe büyüklükleri anlamını yitirdi.

 

* Program ve bütçeyi, Damat Bakan'ı sürecin dışında tutarak revize edin. Sağlıklı rakamlar üzerinden değerlendirme yapılmasına imkan verin, ülkeye daha fazla itibar kaybettirmeyin. Bir yol ayrımındasın, Sayın Erdoğan. Bu aziz millet, senin ona reva gördüğün bu yokluğu, bu zorluğu hak etmiyor. Milletin sabrı artık tükeniyor.

 

* Kayınpederinle birlikte geliştirdiğin, tarihteki tüm ekonomistleri mezarlarında ters döndüren, o meşhur, “faiz sebep, enflasyon sonuçtur” teorinizi uygulamaktan artık vazgeç.

 

* Atılacak adımlar belli. Sen sadece seçimini yapacaksın. Ya söylediklerimi yapıp, ülkeye nefes aldıracaksın; Ya da bu kafayla devam edip, ülkeyi uçuruma sürükleyeceksin. Ya milletin sesini duyup, derdini çözeceksin; Ya da danışmanlarını dinleyip, sefa süreceksin. Ya milletini seçip, gerekeni yapacaksın; Ya da damadını seçip, ilk sandıkta gideceksin.

 

* Ne deprem konusundaki, ne de ekonomideki sorumluluklarını yerine getiremeyenler, kapımıza yeniden dayanan bir başka felaket konusunda da, hâlâ garip ve anlamsız bir rahatlık içindeler.

 

* Biliyorsunuz, havaların soğumasıyla birlikte, tüm dünya, yeniden pandemiye teslim olmaya başladı. Türkiye'deki tablo da, geçtiğimiz Mart ve Nisan aylarındaki tabloyla benzemeye başladı.

 

* Avrupa, felaketi Türkiye'den bir ay kadar önce yaşamıştı. Bugünlerde yeniden seferber olmak durumunda kaldılar. Yeniden yasaklar başladı.

 

*  Ne var ki; Yabancı hükümetler, vatandaşlarına, hayatlarını sürdürebilecekleri kaynakları sağlamaya çalışırken, iktidarın bu konuda gösterdiği genişlik, bizi doğal olarak endişelendiriyor.

 

*  Buradan iktidarı uyarıyorum; Pandemiyle mücadeleyi, Sağlık Bakanı'nın iletişim çalışmalarından ibaret saymak, milletimize pahalıya mal olur.

 

*  Tarihteki örneklerden ve Avrupa'da yaşananlardan anlıyoruz ki; pandemide ikinci dalga daha tehlikeli oluyor.

 

*  Bu kez daha erken davranmak, hemen harekete geçmek ve vaka sayıları zirve yapmadan, etkili önlemleri hemen devreye almak zorundayız.

 

*  Bunun için ise; İşi ciddiye almak ve salgına karşı atılacak adımları planlayıp, Aynı ciddiyet ve kararlılıkla uygulamak gerekiyor. İktidar olmak bunu gerektirir. Milletin verdiği sorumluluk bunu gerektirir.

 

*  Virüs, çevresinde en sıkı önlemlerin alındığını bildiğimiz halde, Sayın Erdoğan'ın yakın mesai arkadaşlarına kadar ulaştı. Bu bile, başlı başına tehlikenin boyutunu, önlemlerdeki eksikliği işaret ediyor. O yüzden iktidarı, acil bir eylem planını, oyalanmadan devreye almaya çağırıyorum.

 

*  Birçok kuruluşumuz gibi, İYİ Parti de ilk günden beri, bu konu üzerinde çalışıyor. Uzman arkadaşlarımızın, vakit kaybetmeden yapılması gerekenlere dair önerileri var.

 

*  Milletimizin huzurunda iktidara seslenmek istiyorum; Türkiye genelinde, verilerin doğru analizini yapabilmek için, şeffaflık şart. Sağlık Bakanlığı'nın, tüm verileri açık, eksiksiz ve güncel olarak paylaşması gerekiyor.

 

*  Bu, hem bilim insanlarımızın çalışmalarını kolaylaştırır, hem de önlemleri daha etkili hale getirir. Öncelikle ülkemizde kaç vaka olduğunu,

 

*  Covid sebebiyle kaç can kaybımızın olduğunu, Dürüstçe ve açıklıkla ortaya koymamız gerekiyor. “Hasta sayısı ile vaka sayısı aynı değildir.” gibi bir açıklama, maalesef ciddiyetle bağdaşmıyor.

 

*  Bu ciddiyetsizlik, toplumun salgını ciddiye almamasına neden oluyor. Günde 20 bine yakın vaka varken, 2 bin vaka açıklarsanız; ne maskesiz gezenleri, ne de hınca hınç dolmuş toplu taşıma araçlarını engelleyemezsiniz.

 

*  Ciddiyet insanı gerçekle yüzleştirir. Gelinen noktada, bizi ilgilendiren bakanların imajı değil, milletimizin gerçeğidir. Biz, gerçekle yüzleşmek istiyoruz. Doğru rakamların söylenmesini, vatandaşlarımızın da tehlikenin farkında olmasını istiyoruz.


Bu Haber 240199 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir