GÖKTÜRK TUNÇTÜRK
(Cafer Uğurlu) yazdı
Değerli okuyucular..
Herkes, her yerde Ülkücü olabilir.. Ülkü; ideal ve hedefe varma düşüncesi demektir..
Bir kişi eşinin de, işinin de, çocuğu içinde, doğduğu memleketi içinde yüreğinde Ülkü besleyebilir..
Fakat… Siyaseten ve ideolojik fikir olarak Ülkücü olmak, bu Ülkü yolunda hedefler belirlemek tamamen başkadır..
12 Eylül 1980 askeri darbesinde Ankara Bahçelievler Ülkücü Gençlik ekibi olarak Mamak Askeri Cezaevi, D-1 koğuşundayız..
Yanımda; 5 çocuklu Altındağ İcra Memuru olan ağabeyim Enver Uğurlu ve Kars’tan Ankara’ya daha yeni gelmiş küçük kardeşim Celal Uğurlu var. Sırf bana benzediği için, ben Ankara Emniyeti hücresinde olduğum sırada onu da getirip, işkence ile ifade imzalattırdılar ve 8,5 ay boş yere Cezaevi’nde yatırdılar.
Ayrıca Ankara Bahçelievler Ülkücü Gençlik Derneği ekibi olarak yanımda 11 arkadaşım var..
Mamak 3 Nolu Askeri Mahkemede yargılanıyoruz. İlk duruşma..
Mahkemenin sivil hakimi; başkan İsmet Hatipoğlu bana sordu..
“Ülkücü müsün, bu derneğin yöneticisi misin?”..
Ben de dedim ki; “Hayır sadece Ülkücü değilim, Ülkücü yapıya sahip Türk milliyetçisiyim ve bizi de camiden alıp getirmediler buraya, Ülkücü Gençlik yöneticileri olarak bizleri buraya getirdiler”..
Evet.. Siyaseten ve ideolojik fikir akımı olarak biz Ülkücü yapıya sahip Türk milliyetçisiyiz. Bunun mücadelesini, kavgasını verdik.. Bu Ülkü yolunda 5 bin Ülkücü Şehit oldu.. İdam edildiler, sakat kalanlar oldu..
Yani; çilelerimiz acılarla, ıstıraplarla dolu idi.
Zaten Ülküsüz insan çamurdan farksızdır.. Nereye doğru atarsan oraya yapışıverir..
Şimdi bunu neden anlatıyorum? Çünkü, günümüz Türkiye’sinde Bozkurt postuna bürünmüş tilkiler, Ülkü bezirganları sürülerle peydah oldu..
Özellikle 12 Eylül 1980 öncesi her alanda mücadele ettiğimiz CHP içinde; “ben Ülkücüyüm” diyen, Bozkurt postuna bürünmüş tilkiler, Ülkü bezirgânları var..
Bunlar kurnaz Ülkü bezirganları.. Bezirgan biliyorsunuz; satışlarda kar ve çıkar peşinde koşan kişilerdir..
Şimdi bu kurnaz tilkiler, Türk ve Atatürk düşmanları ile birlikte yol yürüyen, Ülkücülere 12 Eylül öncesi kurşunlar sıkan DHKP-C ve DEV-YOL elemanları ile şimdilerde yeniden kucaklaşmış olan,
Hatta, Kürdistan kurma bölücülüğünü bile dillendiren CHP içinde Ülkücülük tiyatrosu oynuyorlar..
Örneğin.. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Belediye Meclis grubunda ki vekili Ertan Işık..
Tabi ki bunlar CHP’yi veya başka bir siyasi kuruluşu kendilerine siyasi aksiyon olarak tercih edebilirler.. Kendilerinin bileceği bir iştir..
Ama buralarda hala “Ben, biz Ülkücüyüz” demek haysiyetsizliktir, Ülkücü yapıya sahip Türk Milliyetçiliğinin idrakine varmamış şuursuz zat’lardan başka birileri değillerdir.
Örneğin ispatı…
4 Nisan.. MHP’nin kurucu lideri ve Ülkücü Hareketi oluşturan Alparslan Türkeş’in ölüm yıl dönümü..
Ve tabi ki başka siyasi kuruluşlarda bulunanlar da demokrasi terbiyesi gereği Türkeş’i anabilir..
Fakat.. “Ben, biz Ülkücüyüz” diye CHP’de caka satan zat’lar; Ülkücü havası ile Türkeş’i sesli ve yazılı olarak anıp, sonradan CHP’lilerin tepkileri üzerine kıvırıp, fırıldaklık yapıyor ise o zat, açıkça tenekeden sözde Ülkücüdür..
Ne oldu?
Mansur Yavaş’ın mecliste ki vekili Ertan Işık, meclis toplantısında mikrofondan Alparslan Türkeş’i rahmetle andı..
Güzel…
Fakat Ertan Işık bu anma koşuşmasından sonra önünde ki mikrofonu açık unuttu…
Yanına birisi geliyor.. Anladığım kadarı ile bu kişi CHP’li.
Kürsüye yaklaşıp Ertan Işık’a diyor ki; “Ya şimdi bizimkilerden alınıp, kızanlar olacak” falan..
Ertan Işık’ta aynen şu cevabı veriyor.. “S.....et, ben bunları ciddiye bile almıyorum, umurumda değiller. Bunlar Türkeş hakkında konuşmayacağımızı zannediyorlardı, ben daha ilerisini yaptım” falan..
Ve CHP sıralarında yeniden kıyametler kopuyor..
Eee adamlar haklı.. CHP içinde adamlara ağır hakaretler ediyorsun Ertan..
Sonra ne mi oldu?
Bu sözde yiğit Ülkücü bezirganı Ertan öyle bir kıvırdı ki..
Açıklama yaptı dedi ki;
“Bugün Meclis oturumunda, mikrofonumun açık olduğunu fark etmeden kayıtlara da yansıyan bir ifadeyle ilgili farklı algılar oluşturulmaya çalışıldığını görmekteyim.
Öncelikle üslubumdan dolayı üzgün olduğumu ifade etmek isterim.
Yanımda bulunan bir arkadaşım, bazı çevrelerin konuşmalarımıza yönelik iki taraftan da rahatsızlık duyacağını, trollerin bunu kullanabileceğini söyledi.
Ben de bu trollere ve onların yönlendirmelerine karşı duyduğum öfkeyi ifade ettim. Ancak bu esnada seçtiğim kelimeler kesinlikle doğru değildi.
Partimizin Meclis üyelerine yönelik herhangi bir saygısızlığım ya da küçümseyici tavrım söz konusu olamaz.
Beni tanıyan, birlikte Meclis çatısı altında yıllardır omuz omuza mücadele ettiğim arkadaşlarım, ne söylemek istediğimi, kimi kastetmediğimi ve bu mücadelede kimlere karşı durduğumuzu çok iyi bilir”…
Ertan Işık.. Kıvırma.. Sen “s.....et bunları umurumda değil, ciddiye bile almıyorum” diye senin Türkeş’i anmana tepki gösteren CHP’lilere söylediğin açıkça ortada..
MHP’li ve AK Partili üyelere Türkeş’i andığın için sana niye tepki göstersinler? Niye seni bu sözlerin için ayıplasınlar?
Haa bu omurgasız duruş ortamına niye düşüyorsunuz?
Dedim ya.. Çünkü, sen ve senin gibiler; Bozkurt postuna bürünmüş tilkilerdir, Ülkü bezirganlarıdır..
Sen harbiden Ülkücü olsaydın.. Tepkiler üzerine orada derhal CHP’den istifa ederdin..
Sen ne yaptın? Omurgalı duruş yerine kıvırmayı, fırıldaklığı seçtin..
Bak Mansur başkanına da; PKK’lı Pervin Buldan “faşo” diye ağır hakaret etti, Genel Başkanınız gafil Özgür efendi Mansur başkanınıza sahip çıkacağı yerde, DEM’den özür ve helallik diledi.
Yetmedi.. Şuan tüm siyasi arenada konuşuluyor.. Bölücülerle birlikte yol yürüyen Özgür Özel ve ekibi; “Ülkücü” görünen Mansur Yavaş’ı açıkça kapının önüne koydu..
Size daha nasıl mesaj versinler Ertan?
Haa.. İçiniz de Ülkücü yapıya sahip Türk milliyetçiliğinin kırıntısı dahi kalmış ise; titreyin ve kendinize dönün, o çatıyı derhal terk edin..
Ertan-işık şimdi bizimkiler kızacak Iar S et benim ümurumda mi ya.' görseli olabilir" />
Bu Haber 66740 Defa Okunmuştur