http://www.haber2000.com
» ERBAKAN’dan, BAŞBUĞ TÜRKEŞ’e; “SENİN GENÇLER, BENİM İMANLI GENÇLERİMİN EVLERİNE BASKIN YAPIP, KOVMUŞLAR” TELEFONU

ERBAKAN’dan, BAŞBUĞ TÜRKEŞ’e; “SENİN GENÇLER, BENİM İMANLI GENÇLERİMİN EVLERİNE BASKIN YAPIP, KOVMUŞLAR” TELEFONU

Erbakan’dan, Alpaslan Türkeş’e ‘İmanlı gençlerim’ telefonu
Paylas
ERBAKAN’dan, BAŞBUĞ TÜRKEŞ’e; “SENİN GENÇLER, BENİM İMANLI GENÇLERİMİN EVLERİNE BASKIN YAPIP, KOVMUŞLAR” TELEFONU
Siyaset - 27 Şubat 2016, Cumartesi 20:40:44
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

GÖKTÜRK TUNÇTÜRK (Cafer Uğurlu) yazdı

 

www.haber2000.com

 

Yazıya başlamadan önce Necmettin Erbakan hocayı, aramızdan ayrılışının 5. Yıl dönümünde rahmetle anıyorum.

 

1979 yılı ortaları, Milliyetçi Cephe (MC) Hükümeti dönemi.

 

Necmettin Erbakan ve Alpaslan Türkeş hükümet ortağı.

 

Bir gün Milli Selamet Partisi (MSP) lideri Necmettin Erbakan, MHP Genel merkezini arayarak Ülkücülerin Başbuğu Alpaslan Türkeş’e şu sitemde bulunur

 

“Sayın Türkeş, senin gençler benim Ankara- Bahçelievler’de ki İmanlı gençlerimin evlerine baskın yapıp, semtten kovmuşlar”.

 

Peki, bu sözlere şaşıran Türkeş, Erbakan’a ne cevap verdi?

 

Baskınlar doğrumu idi? Baskınların sebebi neydi?

 

İşte siyasi tarihe ışık tutacak o olay.

 

 Yıl 1979.

 

 Ankara’nın Bahçelievler Semtine ve bölgedeki okulların koordinesine Ülkücüler hâkim idi. Çünkü MHP Genel Merkezi, MHP Gençlik kolları ve Ülkücü Gençlik Derneği Genel Merkezi Bahçelievler semtinde. Yani Bahçelievler MHP ve Ülkücüler için en hassas nokta idi.

 

 Bölgede Sol kesimin  herhangi bir faaliyet göstermesi çok zor idi.

 

 Bahçelievler Ülkücü Gençlik teşkilatı;  bölgede kimlerin ikamet ettiğini ve özellikle öğrencilerin hangi evlerde oturduğunu, siyasi görüşlerini güvenlik açısından çok iyi tespit etmekte idi.

 

 O zamanlar Ülkücülerin ve Sol örgütlerin dışında birde Akıncı Gençlik vardı. Akıncı gençlik MSP’nin yani Erbakan’ın gençlik teşkilatı idi.

 

İşte, Bahçelievler Ülkücü Gençlik teşkilatı; 400 ayrı evde kalan Akıncı gençliğe mensup öğrencilere hiç dokunmamış, onların o bölgede rahatça yaşamasına müsaade etmişlerdi.

 

 Hatta Akıncı gençlik mensubu öğrencilerin evlerinde İran'ın sürgün dini lideri Humeyni afişlerini asmalarına rağmen.

 

1979 yılı ortalarından itibaren birden bire bölgedeki Ülkücü yöneticiler sık sık saldırıya uğramaya başladı.

 

Ülkücü yöneticileri, polisin eliyle koymuş gibi gelip almaları sıklaşmış, Sol örgütler; ülkücü yöneticilerin evlerinin adresine ve giydikleri elbiselerin rengine kadar bilgilere ulaşmıştı.

 

Zaman çok geçmeden Bahçelievler 5. sokakta oturan ve Bahçelievler Ülkücü teşkilatının gözbebeklerinden olan Elazığlı can yoldaşım Mustafa Köseli’nin evine bomba atıldı ve Köseli şehit oldu.

 

Bahçelievler Ülkücü Teşkilatı olarak bu ani olaylar üzerine sıkı bir araştırma yaptık.

 

Özellikle benim bölge sorumlusu olarak, solcu kız arkadaşlarım vasıtası ile elde ettiğim bilgiler şok edici idi.

 

Elde ettiğim bilgilere göre; Bahçelievler bölgesinde oturmasına müsaade ettiğimiz Akıncı gençlik mensubu öğrenciler, Solcuların Kızılay civarında takıldığı pastane ve kafelere takılmakta ve onlarla istihbarat alış-verişinde bulunmaktalar.

 

 Bu bilgililer ışığında akıncı öğrencileri sıkı bir şekilde izlemeye koyulduk.

 

Akıncı öğrencilerin gerçekten de Solcuların nokta olarak kullandıkları yerele gittiklerini bizzat tespit ettim.

 

Yani, Erbakan ve MSP’nin gençliği, Ülkücüleri harcamak ve onları pasifize etmek için Sol örgütlerle işbirliği yapmaktaydılar.

 

Bunun üzerine ben arkadaşlarımı toplayarak, Akıncı öğrencilerin evlerine ani baskınlar düzenleyerek, elimizde ki bilgiler ışığında sorguya aldık.

 

Akıncı gençler dinden-imandan bahsettikleri için onlara hiçbir şiddette bulunmadan, hemen bölgeyi terk etmelerini istedik. Birkaç gün içinde ise Akıncı öğrencilerden bir kişi dahi kalmadan Bahçelievler bölgesini terk ettiler.

 

Olay, hemen Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’a şikâyet olarak iletilir.

 

Erbakan’da hemen MHP Genel Merkezini telefonla arayarak rahmetli Başbuğ Türkeş’ e şu sitemde bulunur;

 

“Sayın Türkeş, senin gençler benim Bahçelievler’de ki İmanlı gençlerimin evlerine baskınlar yapıp kovmuşlar”

 

Türkeş, Erbakan’ın ‘imanlı gençlerim’ tabirine çok kızar ve Erbakan’a;

 

“Sayın Erbakan, ne demek? Benim gençlerim imansız mı? Böyle şeyler söylemeyin. Konuyu hemen araştırıyorum” cevabını vererek telefonu kapatır.

 

 15 dakika sonra çağrıldım ve Başbuğu Türkeş’in huzurunda idim.

 

Türkeş, hemen bana Akıncı gençlere baskın olayını sordu ve ben de  baskınları doğrulayıp, baskın yapma sebeplerimizi Türkeş’e bir-bir anlattım.

 

Rahmetli Türkeş, bana her hangi bir sert tepkide bulunmadı ve bana; “Çok dikkatli olun” demesi ile rahatladım.

 

Eee… O zamanlar 21 yaşında bir gencim… Kolay mı bir olay ile ilgili Başbuğun huzurunda olmak.. Heyecan dorukta…

 

Rahmetli Türkeş bu durumu hemen telefonla Erbakan hocaya iletir.

 

Şimdi bu tarihi olayı niye anlattım.

 

Akıncı gençlik çatısı altında yetişmiş, şimdi ki birçok siyasiler, oy ve siyasi desteklerini çoğaltmak için rahmetli Türkeş’e ve ülkücülere sözde övgüler yağdırmaktalar.

 

Hatta ; birden bire 12 Eylül 1980 Askeri darbede en çok mağdur olan Ülkücülerin-milliyetçilerin avukatı kesilip, bu mağduriyetlerinin hesabını sormak adına, MHP ve Ülkücü tabandan  geçmişte ki Referandum ’da ‘Evet’ oyu vermelerini istediler.

 

Ayrıca, idam edilen Ülkücü Şehit Mustafa Pehlivanoğlu için ağlayanlar oldu..

 

Yalnız Pehlivanoğlu’nun hangi dava uğruna idam edildiğini açıklamadılar, Açıklayamazlar..

 

Çükü Pehlivanoğlu; AKP’nin ırkçılık-bölücülük diye sürekli tanımladığı Türk milliyetçiliği uğrunda o idam sehpasına çıkmıştı.

 

Yine bir ilginç çelişkiyi aktarayım.

 

12 Eylül askeri darbesinde Mamak cezaevi D1 koğuşundayız.

 

Koğuşta Namık Kemal Zeybek, Taha Akyol, Yaşar Okuyan, Mehmet Naci Bostancı, rahmetli Avni Çarsancaklı, Doğu Perinçek, Oral Çalışlar, Gün Zileli ve MSP yöneticileri ile Akıncı gençlik var.

 

Koğuş başkanı seçeceğiz. O zaman koğuş başkanı Yaşar Okuyan’dı. Okuyan bırakacağı için yeni başkan seçilecekti.

 

 Bizim başkan adayımız Nuri Gedik’ti.. Solcuların ise bir avukattı.

 

MSP ve Akıncı gençlik yöneticileri kime oy verdiler biliyor musunuz?

 

 Marksist-Leninist Solcuların başkan adayı Avukat’a.

 

Gerçi seçimi biz kazandık ama bizimle birlikte yemek yiyen akıncı gençlik, oylarını solculara verdiler.

 

Şimdi, Ülkücüleri 12 Eylül darbesi öncesi gammazlayıp öldürülmelerine, yaralanmalarına, baskınlara uğramalarına sebep olacaksınız, o günden bu güne sürekli onları karalayacaksınız, bu gün oy ihtiyacınız var diye gelip onları keriz yerine koyup oy isteyeceksiniz.

 

 Var mı öyle yağma?


Bu Haber 6644454 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir