www.haber2000.com

İYİ Parti Ankara büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mülkiyeli- Ekonomist Cengiz Topel Yıldırım; rakipleri Mansur Yavaş ile Turgut Altınok’un,

“Rakibim ne veriyor ise, ben 5 mislini veriyorum” popülizm mantığı ile adeta ulufe dağıtma propagandalarıyla öne çıkmayı hedeflediklerine dikkat çekerek;  

“Emeklilerimizin zor durumda olduğunun farkındayız. Ancak Belediyelerin, emekli sandığı ya da sosyal güvenlik kurumu gibi çalışmaması gerekir. Bu tip bir populizm, belediyeleri çalışamaz ve en temel hizmetleri bile sağlayamaz hale getirir” uyarısında bulundu.

“Bizim sosyal belediyecilik anlayışımız, uzun vadeli yatırımlarla, bütün vatandaşlarımızın bütçesini dolaylı olarak rahatlatmayı düşünüyorum” diyen Cengiz Topel Yıldırım; Twitter hesabından hedeflerini şöyle anlattı;

“Doğrudan nakdi yardım anlayışını ret ediyoruz.. Belediye başkanı olarak benim amacım, vatandaşların olabildiğince ucuza ve olabildiğince kaliteli belediye hizmeti alması olacak. Böylece, uzun vadeli yatırımlarla, bütün vatandaşlarımızın bütçesini dolaylı olarak rahatlatmayı düşünüyorum.

Rakibim ne verirse ben 5 fazlasını veriyorum anlayışıyla ne ülkemizin ne Ankara’mızın kazanacağı hiçbir şey yok.

Vatandaş ile devlet kurumları arasındaki ilişkiyi bu tip bir pazarlığa indirgemek hem demokrasimizi hem de kısıtlı kaynaklarımızı heba etmemiz anlamına gelir.

Şimdiden söylüyorum ki, nakdi para dağıtma işini bitireceğim ve bu sözü vermeyeceğim”

AİLELERİN GÜNLÜK HAYATLARINI KOLAYLAŞTIRACAK TEDBİRLERİ ALMA PROJELERİMİZ VAR

Türkiye’de aile kurmanın ve bu aileyi devam ettirmenin gittikçe zorlaştığına da işaret eden, İYİ Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cengiz Topel Yıldırım;

Eşlerin; çocuklarını büyütmenin maliyetlerini karşılamak için insan üstü bir enerji harcadıklarına,

Özellikle kadınların büyük bir yükün altında  ezilerek hem çocuk büyütmeye hem de iş hayatında var olmaya çalıştıklarına vurgu yaparak;

“Bu zorluklar, ülkemizde nüfus artışını durma noktasına getirdi” dedi

Cengiz Topal Yıldırım, bu konuda ki hedeflerini ise şöyle sırladı;

“Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak göreve geldiğimizde, ailelerin hayatlarını kolaylaştıracak bazı tedbirler almayı düşünüyoruz. Böylece hem aile kurumunun huzurlu devam etmesini sağlayabilir hem de kadınların iş gücüne aktif katılımının önünü açabiliriz.

1) Öncelikli hedefimiz, bakanlık standartlarına uygun, 100 adet kreş açmak ve kreş uygulamasını Ankara'nın her noktasına yaymak.

2) Araştırmalar evlilik kurumunun devamı için çocuklu anne ve babaların birlikte zaman geçirmesi gerektiğine işaret ediyor. Bazı Avrupa kentlerinde başlatılan uygulamaları inceledik ve  anne babaların kendilerine zaman ayırması için sadece akşam saatlerinde hizmet verecek çocuk bakım merkezleri kurmayı gündemimize ekledik.

3) Çocuklar için hafta sonu kursları  açmayı ve kapalı oyun alanlarını devreye sokmayı planlıyoruz. Böylece hem ailelerimizin sırtındaki ekonomik yükü paylaşacağız hem de eşlerin birbirlerine daha fazla zaman ayırmalarını sağlayarak aile kurumunun kendini muhafaza etmesine yardımcı olacağız.”

MANSUR YAVAŞ’ta; DIŞA VURAN BECERİKSİZLİK BELİRTİLERİ VAR

Mansur Yavaş’ın; hHiçbir kayda değer icraat yapamadığı için aklına proje denince dinozor heykelleri geliyor” diyen İYİ Partili Cengiz Topel Yıldırım, eleştirisini şöyle sürdürdü;

“Beceriksiz bir yöneticinin en temel özelliği, yapamadığı işi karikatürize etmesidir. Bu bir anlamda kedinin uzanamadığı ciğere murdar demesi gibidir. Mesela, despot bir lider, demokrasi ve hukuku düzensizlik ve karmaşa ile özdeşleştirir.

Mansur Bey’in de benzer bir ruh halinde olduğunu görüyorum. Hiçbir kayda değer icraat yapamadığı için aklına proje denince dinozor heykelleri geliyor.

Mansur Bey, siyasetçinin konuşması gerektiğinin de farkında değil. Konuşmayı, diyalog kurmayı ve sorulara cevap vermeyi sevmediği için konuşma kavramını ucuz polemik ile eşitliyor ve sanki kötü bir şeymiş gibi sunuyor.

Yani elimizde az işin az lafla pazarlanmasından başka bir şey yok. Hatta ortada kayda değer hiçbir icraat yok!

Biz konuşacağız ve projelerimizi hayata geçireceğiz. Ankara Belediye Başkanı, atanmış bir renksiz memur gibi değil, kentin hakkını koruyan bir siyasetçi gibi davranacak.

Siyasetten utanmayacağız, siyaseti ve demokrasiyi öldürmeyeceğiz”