GÖKTÜRK TUNÇTÜRK (Cafer Uğurlu) yazdı

www.haber2000.com

Binlerce dava insanını şehit vermiş, binlerce insanı sakat kalmış ve binlerce neferi zindanlarda çile çekmiş olan Milliyetçi ve Ülkücü Harekete yeni lider aranıyormuş..

Genel Başkan olmak ayrı bir özellik, lider olmak ise apayrı bir özelliktir.

Bir kere bu büyük ve hassas özellikler taşıyan davaya gerek Genel Başkan adayı, gerekse lider olmak için ortaya çıkanların ‘davaya sadakat’ karnesi olması lazım.

Çünkü her şeyi ile Milliyetçi ve Ülkücü Hareketin geçmişini ve geleceğini temsil edebilecek sadece bir siyasetçi değil de; hem dava adamı, hem de siyasetçi olması lazım.

MHP’de hasbel kadar veya o günün şartları gereği her milletvekili olan veya partinin çeşitli mekanizmalarında görev almış kişi, MHP’ye Genel Başkan adayı olamaz.

Hele, hele MHP; siyasi yaşamında var iken, başka siyasi çatılar altına gidip, siyasi menfaatlerini aldıktan sonra  tekrar MHP’ye göz kırpıp, gelenler; hiç mi, hiç Genel Başkan adayı olamazlar..

Çünkü bu kutsal davanın neferleri canlarını verirken, saf ülkücü olarak şehit oldular..

Zindanlarda idamları, işkenceleri göğüsleyenler; saf ülkücü neferlerdi..

Bu yüzden, bu Hareketin önderi olacak kişi de, bu saf özellikleri kesinlikle taşıması lazım..

Öyle MHP gelip vekil olan, bu arada çeşitli reklamlar yapıp, gündemde kalanlar, sonra da bu reklamına güvenip, bu davaya ‘ben önder olacağım’ diyemez..

MHP, reklamcıların yeri değil, dava adamlarının yeridir..

Geçen günlerde “Partililer bana Meral abla diyorlar” diye övünen Meral Akşener TV’ye çıkmış, Adaylık çalışmalarını anlatıyor..

Evet, doğru söylüyorsun, MHP’de ‘Meral ablasın’ ve öylede kalmalısın..

Öyle her abla, her abi bu harekete Genel Başkan olamaz..

Çünkü sende saf özellikleri taşımıyorsun, sadece kamuoyunda ki reklamına güvenmiş, ortaya çıkmışsın..

Sırf ülkücü olduğumuz için kurşunlanırken, Komünistlerin silahlı baskınları sonucu memleketini, anasını, babasını, kardeşini terk edip, gitmek zorunda kalan, zindanlarda aç-susuz işkenceler görüp, cezalar alan bizler keriz miydik Meral abla..

Bizlerde başımız sıkıştığı zaman, yüzümüze başka bir maske takmasını bilmiyor muyduk  Meral abla..

MHP’de gelip Milletvekili oldun, eyvallah.. Mecliste Başkan vekili oldun eyvallah, MHP’nin siyasi nimetlerinden yararlandın, helal olsun….

Amma… MHP siyasi yaşamında var iken, gidip bir başka partide Bakan olan, kurulacak yeni partide yer almak için toplantılara katılan sen değil miydin Meral abla?

Sonradan yine gelip MHP’de vekillik kapan sen değil miydin Meral abla..

Davaya ihanetin gerekçesi olur mu Meral abla..

Belki yine MHP’den milletvekili adayı olarak gösterile bilirsin veya Sinan Oğan’ın dediği gibi, Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilebilirsin ama bu zikzaklı geçmişinle bu yüce hareketin Genel Başkanı veya önderi olamazsın Meral abla…

Sen gel, orda kal… Bak imza veren 62 Delege de bu hassas tartılar sonucu imzalarını geri aldılar.

Saf ülkücü Genel Başkan adayları yok mu?

Elbette ki varlar…

Sizler destek olacaksanız, bu saf ülkücü adaylara destek olun…

TİWİTTER’da ki YÜZSÜZ ZAT

Devlet Bahçeli, MHP’yi uğrattığı ağır yenilgiden sonra halkın, vatandaşların karşısına çıkamıyor, memleketi Osmaniye’ye bile gidemiyor..

Çünkü çıkacak, konuşacak yüzü yok..

Ülkücü, milliyetçi taban kendisine karşı yüksek sesle isyan ediyor O ve yanında ki Tilki yürekliler, ‘Yok, ille de gitmeyiz’ diye yüzsüzlük sergilemekteler.

Şimdi bu zat, tabanın ve halkın huzuruna çıkamıyor ya, tek propaganda aracını gece yarılarında çalıştırıyor.

Öğrendi; Twitter’da yazmayı, çizmeyi… Kafası estiği zaman çıkıp, bir- iki şey yazıyor, sabah medyada haber olsun diye..

Dün gece de yine yazdı ama Allah şaşırttı bu yüzsüzü..

Bakın, rakiplerini eleştireyim derken ne yazdı;  “Türklüğün defin çalışması alçakça sürerken, Türkiye’nin son mevzisi, milletin yegane muhafızı MHP’yi meşgul etmek, oyuna gelmektir”

Ne kadar doğru değil mi?

Peki, bu ortamda mevziiyi güçsüzleştiren, meşgul edip o mevziiyi yıpratan kim?

15 Seçim kaybetmiş sen ve kadrolu yalakaların değil mi?

Bakın bir de ne yazıyor; “Hiçbir dava arkadaşım dışarısı ateş altındayken evinin içini karıştırmaya, direnci kırmaya, gücü zayıflatmaya fırsat vermez, vermemelidir”

Ülkenin kötü ortamını istismar edip, kendine kalkan malzemesi yaparak, açık-açık;  “Partiyi karıştırıp, keyfimize, yüzsüzlüğümüze dokunmayın” diyor

Ve maalesef hala kendini lider sanıyor ve bu eda ile sıkılmadan kamuoyunda rezil ettiği ülkücülere öğütler sıralıyor…