http://www.haber2000.com
» ZEYBEK : "UYDURULMUŞ DİN, GERÇEK İSLAM'IN ÖNÜNDE EN BÜYÜK ENGELDİR"

ZEYBEK : "UYDURULMUŞ DİN, GERÇEK İSLAM'IN ÖNÜNDE EN BÜYÜK ENGELDİR"

Elbette başlangıçta ki İmam Hatiplerde okuyanlardan çok bilgili ve değerli insanlar çıkmıştır. Sonrakilerden de kişiliğinin gücüyle ve doğru yönlenmelerle “imalat hatası” diyebileceğimiz birçok değerler mezun olmuştur. Onlar özlerindeki cevher itibariyle nerede okurlarsa aynı başarıyı yakalayacak olanlardır
Paylas
ZEYBEK :
Eğitim - 26 Aralık 2016, Pazartesi 21:19:14
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

NAMIK KEMAL ZEYBEK yazdı

(Kültür eski Bakanı)

www.haber2000.com

 

 

İMAM HATİP OKULLARI

 

İmam Hatip Okulları iyi niyetle başlayan bir girişimdir. Camilerde İmam Hatip ihtiyacını müspet bilimleri de bilen; mektepli din adamı yetiştirmekle karşılanacaktı.

 

Yani İmam Hatip Okulları, meslek okulları olarak kurulmuştu. Ancak bir süre sonra bu okullar, bu amacının dışına çıktı ve Cumhuriyetin eğitim anlayışına paralel eğitim kurumlarına dönüştü. Halkın, tertemiz din duyguları bu kurumlardan memnunluk ortaya koydu.

 

Siyasetçiler de bu durumu kullandı ve İmam Hatiplerin sayısı arttıkça arttı. İmam Hatip mezunları okullarını bitirip halkın arasına yayıldıkça İmam Hatip okulları açma istekleri de çoğaldı ve sonunda bugünkü iktidarın Başkanı RTE’nin ifadesiyle İmam Hatiplerde eğitim alan öğrenci sayısı on beş kattan fazla arttı.

 

2003 öğretim yılında Türkiye’de toplam 440 İmam Hatip Lisesinde 64.500 öğrenci okuyordu. Şimdi bu rakam İmam Hatip Okulu sayısı olarak 2.638’e ve öğrenci sayısı da 983.000’ne çıktı.

 

İmam Hatip Okulu başlangıcında sayılarının az olması ve siyaset dışı öğretmenlerin nitelikli olması sayesinde iyi eğitim veren kurumlar olarak parladı. Ama sonrasında İslam’ı siyasileştiren partilerin arka bahçesi haline dönüştürüldü ve nitelik düştükçe düştü.

 

Mütevelli Heyet Başkanı olduğum, Hoca Ahmet Yesevi Uluslar arası Türk-Kazak Üniversitesine öğrenci almak üzere yaptığım mülakatta yıllar boyunca yüzlerce İmam Hatip mezununa da sorular sordum.

 

Kur’an’ın ilk Suresinin hangi Sure olduğu, Fatiha kelimesinin anlamı, Elhamdülillah sözünün ne manaya geldiği gibi basit sorularımın karşılığını verebilenlerin sayısı çok azdı.

 

İçlerinden bir öğrencinin bu duruma sinirlenen bir öğretmen arkadaşımıza verdiği karşılık ilginçtir: “Hocam bize niye kızıyorsunuz? 10 üzerinden 5 alıp sınıfı geçiyoruz, diplomayı alıyoruz, sonra da unutuyoruz”

 

Halkımızın ilginç sözlerinden birisini hatırlamanın tam yeridir: “Yarım doktor candan eder, yarım imam dinden eder.” Bu yarım imamlar camilerde görev aldıklarında okuyarak bilgilerini geliştirebilirler ama birçokları da fahri imamlar olarak toplumun içindedirler.

 

İşin en acı gerçeği İmam Hatiplerde ne yazık ki, toplumda yaygın olan “uydurulmuş din” öğretilir. Ve bu durum Gerçek İslam’ın önünde en büyük engeldir. Bir Sayın Bakan’ın dediği gibi “Bu Müslümanlardan Mucit çıkmaz”

 

Elbette başlangıçta ki İmam Hatiplerde okuyanlardan çok bilgili ve değerli insanlar çıkmıştır. Sonrakilerden de kişiliğinin gücüyle ve doğru yönlenmelerle “imalat hatası” diyebileceğimiz birçok değerler mezun olmuştur. Onlar özlerindeki cevher itibariyle nerede okurlarsa aynı başarıyı yakalayacak olanlardır. İmam Hatip okulunda okuduklarından değil, okudukları okulun ortamına rağmen doğru bir çizgide durabilmeleri tebrike ve takdire şayandır.

 

İmam Hatip Okullarının bir başka yanlışı, Türkiye’de var olan Sünnilik dışı yurttaşların din görevlisi ihtiyacının yok sayılmasıdır. Bunun da demokrasiyle ve akılla vicdanla bağdaşır yanı yoktur.

 

Türkiye de bir gün yeniden çağdaş ve milli bir devlet yönetimi oluşursa ilk yapması gereken işlerden birisi din konusunu devletin dışına çıkarmak ve Diyanete ya da yeniden oluşacak Diyanetlere yani Diyanet kurumlarına özerklik vermek ve mabetlerin yönetimini o mabetlerin müdavimlerine bırakmak olmalıdır.

 

Din kurumlarının kendilerine gerekli olan din görevlisi yetiştirmek hakları ve görevleri olmalıdır. Çağdaş bir devletin Milli Eğitim düzeninde din adamı yetiştirecek okulların varlığı akıl alır iş değildir ve Türkiye’den başka hiçbir ülkede de yoktur.

 

Bu konuyu daha önce de yazdım. Yine söylüyorum, Sünnilerin ya da Sünniliğin çeşitli akımlarının, Alevilerin ya da Aleviliğin çeşitli akımlarının, Caferilerin ya da yeniden oluşabilecek dinlerin ve dini akımların kendi mabetlerini kurmaları ve burada görevli olacak olanları eğitmeleri Türkiye’nin gerçek anlamda demokratikleşmesinin vazgeçilmez şartıdır.

 

Devlet, kamu düzeni açısından her yeri olduğu gibi bu kurumları ve okullarını da denetler. Gerektiğinde adalet ve eşitlikten sapmamak kaydıyla yardımlar da yapılabilir.

 

Ama devlet okullarında akıl ve bilim çizgisinden sapmaya sebep olacak eğitim vermek ve bu eğitimi yaygınlaştırmak milli bir cinayettir. 


Bu Haber 834723 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir