http://www.haber2000.com
https://www.facebook.com/osmantopal.tr
» DAVUTOĞLU'ndan, BAHÇELİ'ye TEPKİ : "Baroları böldünüz, şimdi sıra Türk Tabipler Birliğinde mi? Bu sizlerin yıkımınızın işaretidir"

DAVUTOĞLU'ndan, BAHÇELİ'ye TEPKİ : "Baroları böldünüz, şimdi sıra Türk Tabipler Birliğinde mi? Bu sizlerin yıkımınızın işaretidir"

Bahçeli'nin 'Türk Tabipleri Birliği kapatılsın' çağrısına sert tepki gösteren Davutoğlu 'Ne yapmak istiyorsunuz? Tabipler Birliği'ni de mi bölelim. Baroları böldünüz de ne oldu? 50 bin avukatın olduğu İstanbul'da hepsi topu topu birkaç bin imza bile toplayacak takatiniz yok. Bu işte yıkımınızın resmidir' dedi
Paylas
DAVUTOĞLU'ndan, BAHÇELİ'ye TEPKİ :
Siyaset - 20 Eylül 2020, Pazar 00:00:00
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Devlet Bahçeli'nin 'Türk Tabipleri Birliği kapatılsın' çağrısına sert tepki gösteren Davutoğlu 'Ne yapmak istiyorsunuz? Tabipler Birliği'ni de mi bölelim. Baroları böldünüz de ne oldu? 50 bin avukatın olduğu İstanbul'da hepsi topu topu birkaç bin imza bile toplayacak takatiniz yok. Bu işte yıkımınızın resmidir' dedi.

 

AYM Başkanı Zühtü Arslan'ı hedef alan İçişleri Bakanı Soylu'yu da eleştiren Davutoğlu 'Siz bırakın AYM'ye saldırmayı da mahkemenin sizin liyakatsizliğinizi, çapsızlığınızı ve hukuksuzluğunuzu teslim etmesine ne diyorsunuz onu söyleyin?' diye konuştu.

 

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin Antalya 1. Olağan Kongresi'nde konuştu.

 

Bahçeli'nin 'Türk Tabipleri Birliği kapatılsın' çağrısına sert tepki gösteren Davutoğlu "Ne yapmak istiyorsunuz? Tabipler Birliği'ni de mi bölelim. Baroları böldünüz de ne oldu? 50 bin avukatın olduğu İstanbul'da hepsi topu topu birkaç bin imza bile toplayacak takatiniz yok. Bu işte yıkımınızın resmidir" dedi. 

 

AYM Başkanı Zühtü Arslan'ı hedef alan İçişleri Bakanı Süleyma Soylu'yu da eleştiren Davutoğlu "Vatandaşın güvenliğinden sorumlu bakan kalkmış AYM Başkanı ile polemiğe giriyor. Muhatabı nezaketle o seviyeye düşmemek için sessiz kalmayı tercih ediyor; ama o hala yüksek perdeden konuşmaya devam ediyor. Baştan aşağı hamaset, baştan aşağı tutarsız bir yaklaşım" diye konuşt

 

Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle,

 

"Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün "Arkadaşlar! Gidip Toros dağlarına bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki, bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez" derken bu yiğit Türkmen obalarının çocuklarının sonsuz vatan aşklarını ve istiklal iradelerini biliyordu.

 

Bu yiğit Türkmen obalarının içinde çıkmış bir kardeşiniz olarak bugün siyasette tekrar ayağımıza çarıklarımızı girerek meydana çıkmışsak temel saikimiz milletimizin ve ülkemizin geleceği ile ilgili duyduğumuz kaygıdır.

 

Geride hiçbir tereddüt ve hırs gözetmeksizin bıraktığımız makamlardan milletimiz şahittir ki, siyasette amacımız şahsi bir ikbal veya çıkar değildir. Aksine, nefsimizi ayaklar altına alarak bıraktığımız en yüce makamlar bizim için aziz milletimize hizmete vesileden başka bir şey değildir.

 

"SUSMAK VE KAYITSIZCA BEKLEMEK BİZE YAKIŞMAZDI"

 

Şu bilinsin ki, geçmişte nasıl o yüce makamlardan kendimize, eşimize, yakınımıza, akrabamıza ve dostumuza tek bir kuruş menfaat sağlamadan milletin engin sinesine dönmüşsek, Rabbim tekrar bir güç verirse bu ülkeyi gelecek nesillere en onurlu bir şekilde bırakacak, alnımızın teriyle ve helal emek ile kazandıklarımız dışında tek bir kuruşa tamah etmeden aranıza döneceğiz.

 

Siyasetin her geçen gün yaygınlaşan yolsuzluklarla kirlendiği, temel hak ve özgürlükleri ihlal eden yasaklarla insan onurunun ayaklar altına alındığı, milletimizin refah seviyesinin her gün düşmesiyle yoksulluğun normalleştiği, dış politikada ülkemizin itibarının her geçen gün daha çok zedelendiği bir ortamda Toroslarda tüten yürek çadırlarının arasında büyümüş bir vatan evladı olarak durmak, susmak ve kayıtsızca beklemek bize yakışmazdı.

 

"FERYAT ETTİK, İHANETLE SUÇLADILAR"

 

Bu bizi dualarıyla geleceğe hazırlayan yiğit Türkmen kadını babaannemize, helal süt ve rızk ile büyüten annelerimize, Torosların sahipsiz çocuklarının okutulması için hayatını vakfeden babamıza vefasızlık olurdu.

 

Ülke krize girmesin diye herkesin hırsla yöneldiği makamları terk ettik, anlamadılar. En samimi duygularla kapalı kapılar ardında uyardık, dinlemediler. Bu uyarılar fayda etmeyince milletimize hitap ederek feryat ettik, ihanetle suçladılar. 

 

Tarih bilinçleri olmadığı için şu açık gerçeği bile göremediler ki, bu yiğit Oğuz Türkmen obalarından hain çıkmaz, haramzade çıkmaz, korkak asla çıkmaz.

 

İşte gördünüz. Dört yıl içinde siyaset her geçen gün yolsuzluklarla kirlendi, adalet mahkeme duvarlarında asılı bir söz olarak kaldı, paramız pul, itibarımız yerle bir oldu.

 

"HER ŞEY MİLLETİMİZİN GÖZÜ ÖNÜNDE OLUYOR"

 

Ülkemizde yaşanan her şey milletimizin, sizlerin gözü önünde oluyor. İnanın ülkemizde yaşanmakta olan yönetim, ekonomi, adalet ve demokrasi krizi dünyada eşi benzeri olmayan bir kriz halini almıştır. Elbette dünyada demokrasi karnesi zayıf ve ekonomik sıkıntıların fazla olduğu ülkeler var. Ancak emin olun hiçbirisinin hali bizim halimize benzemiyor. Niçin biliyor musunuz? Çünkü bu ülkeler en azından durumlarının kötülüğünü kabul ediyor ve buna uygun politikalar geliştirmeye çalışıyorlar.

 

Bugün bu iktidara akıl hocası olan 28 Şubat artığı darbecilerin çok sevdikleri bu ülkeler en azından dünyanın en iyi demokrasisi olduklarını, dünyanın en güçlü ekonomisi olduklarını sabah akşam dile getirmiyorlar. Böylesi komik duruma, utanılacak duruma düşmek istemiyorlar.

 

"ONLAR EN AZINDAN PALAVRADA PİK YAPMIYORLAR"

 

Bizim durumumuz nasıl peki? Sayın Erdoğan'ın deyimiyle "ekonomimiz pik yapmış durumda". Türkçeye tercüme edelim: Yani ekonomik olarak zirvede olduğumuzu söylüyor. Demokratik olarak dünyaya ders verdiğimizi söylüyor. Bunu hangi hafta dile getiriyor üstelik biliyor musunuz?

 

Doların 8’e, euro’nun 9 TL’ye yürüdüğü hafta. İşsizliğin yüzde 15’e, genç işsizliğinin yüzde 27’e, geniş işsizliğin yüzde 30'a yürüdüğü hafta. Evet işte bu yönüyle ekonomisi batmış, demokrasisi çökmüş ülkelerden ayrılıyoruz. Çünkü o ülkeler en azından aynı anda yalanda, palavrada, propaganda da pik yapmıyorlar. Asgari ücretin üç çeyrek altın bile olmadığı bir ülke mi ekonomide zirveye çıkmış?

 

"BİZ UTANIYORUZ AMA SİZ BİR TÜRLÜ REZİL OLMUYORSUNUZ?"

 

Ne hale getirdiniz bu ülkeyi. Üç kişi bir araya gelince aynen 1990’larda, 80’lerde, 70’lerde olduğu gibi terör örgütü muamelesi yapıyorsunuz.

 

Terör örgütü bulamazsanız habire birilerini büyük bir gürültü ile tutuklayıp, ardından serbest bırakıyorsunuz. En geri kalmış ülkelerde bile göremeyeceğiniz savcılık iddianameleri, hakim kararları havada uçuyor. Biz sizin adınıza utanıyoruz ama siz bir türlü rezil olamıyorsunuz.

 

Olamadığınız gibi koalisyon iktidarının bir kanadı AYM’ye saldırıyor diğer kanadı doktorlara.Yahu siz Anayasa’dan, adaletten, hukuktan ve haktan niçin bu kadar korkuyorsunuz?İşlediğiniz cürümlerden, suçlardan dolayı mı?

 

Bakın, Anayasa Mahkemesi oy birliği ile en son bir karar verdi. Oy birliği ile sizin asgari düzeyde bile adaletin işlemesine, hukukun tesis edilmesine tahammül edemediğiniz için yaptığınız müdahaleleri yüzünüze vurdu.

 

Siz bırakın AYM’ye saldırmayı da mahkemenin sizin liyakatsizliğinizi, çapsızlığınızı ve hukuksuzluğunuzu teslim etmesine ne diyorsunuz onu söyleyin? Evet, AYM’nin bütün hakimleri sadece bir milletvekilinin dosyası hakkında karar vermediler aynı zamanda bu hükümetin kalitesi ve demokrasi standardıyla da ilgili bir not verdiler. O not 100 üzerinden koskoca bir sıfırdır, sıfır. Hem de oy birliğiyle verilmiş bir koskoca sıfır, bu ayıp biraz utanmanız varsa size yeter. Ama neredee…

 

BAKAN SOYLU'YA AYM TEPKİSİ

 

Vatandaşın güvenliğinden sorumlu bakan kalkmış AYM Başkanı ile polemiğe giriyor. Muhatabı nezaketle o seviyeye düşmemek için sessiz kalmayı tercih ediyor; ama o hala yüksek perdeden konuşmaya devam ediyor. Baştan aşağı hamaset, baştan aşağı tutarsız bir yaklaşım. Dediği şu: biz bu ülkede güvenliği tesis edemiyoruz. Yani işimizi yapamıyoruz.

 

Bu ülkede AYM Başkanı korumasız sokakta gezemez diyor. Peki durum buysa, senin görevin ne? Sokaklarda emniyeti sağlamak sizin göreviniz, sorumluluğunuz değil mi? Bu kadar demokrasiden, liyakatten ve ciddiyetten nasibini almamış bir yaklaşım olabilir mi?

 

"DİĞER ORTAK DA BOŞ DURMUYOR"

 

Diğer ortak da boş durmuyor. O da kafayı doktorlara takmış. Saldırıp duruyor. Emin olun bilmeyen eli kanlı bir terör grubundan bahsettiğini zanneder. N’oluyoruz... Niye birden biriniz hukuk devletinin en önemli kurumuna, diğeriniz bu salgın günlerinin kahramanı doktorlarımıza saldırmaya başladınız.

 

Tabipler Birliği ile farklı konularda seviyeli bir şekilde tartışabilirsiniz ama bu salgın günlerinde doktorların haklarını korumaya çalıştılar diye onlara hakaret edemez, tehditler savuramazsınız.

 

Ne yapmak istiyorsunuz? Tabipler Birliğini de mi bölelim. Baroları böldünüz de ne oldu?50 bin avukatın olduğu İstanbul’da hepsi topu topu birkaç bin imza bile toplayacak takatiniz yok. Bu işte yıkımınızın resmidir.

 

Hesapta toplumun yarısının oyunu almış koalisyon iktidarı var ama İstanbul’da ve diğer büyük şehirlerde kendilerine yakın baro açmak istiyorlar birkaç bin avukat bulmakta zorlanıyorlar. İşte buradan söylüyorum: ilk seçimde aynen baro kurma işinde olduğu gibi size oy verecek seçmen de bulamayacaksınız.

 

"BU KOALİSYON İKTİDARI ARTIK YÖNETEMİYOR"

 

"Bu koalisyon iktidarı yönetme kabiliyetini kaybetmiş durumdadır. Altını çizerek bir daha söylüyorum: Bu iktidar ülkeyi yönetemiyor, kurumları işletemiyor, toplumsal huzuru sağlayamıyor. Emin olun nispeten daha olumlu görünen başlıklarda bile baştan aşağı tutarsızlık içinde yüzüyorlar.

 

İşte en son özellikle de Antalyalı kardeşlerimizin gözü önünde cereyan eden Doğu Akdeniz’deki gelişmeler. Sorunun tırmanmaya başladığı ilk günlerden itibaren iktidara açık destek beyan ettik ve dedik ki; Doğu Akdeniz Antalya’da turizm ve tarım, Mersin’de dış ticaret, Ceyhan ve Akkuyu’da enerji ile Türk ekonomisinin nefes borusudur.

 

Kimse 1850 km ile Doğu Akdeniz’in en uzun sahiline sahip ülkemizi köşeye sıkıştıramaz, Antalya körfezine hapsedemez. Daha sonra da yapılması gerekenleri tek tek sıraladık.


Bu Haber 256872 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir