http://www.haber2000.com
» OZAN ARİF : "ARTIK KİMSE YEMİYOR, 16 YIL YILLIK DOLMALARI"

OZAN ARİF : "ARTIK KİMSE YEMİYOR, 16 YIL YILLIK DOLMALARI"

Yani kek de bedava anasını satayım… Sanıyorum haftada bir kol böreği falan da verebilirler! Velhasıl artık “düdüklü makarna” dönemi bitecek, şimdi keklenme devri başlayacak haberiniz olsun
Paylas
OZAN ARİF :
Güncel - 10 Haziran 2018, Pazar 16:17:25
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

OZAN ARİF yazdı

 

www.haber2000.com

 

BALIKLAR BİLE TERLİ!..

 

Zorda olduğu her halinden belli!..

Jestlerinde, mimiklerinde hal ve hareketlerinde,

Yani vücut dilinde açık açık görülüyor bu…

Kendi dediğine kendinin bile inanmadığı açık.

Zaten artık kimse yemiyor on altı yıllık dolmaları!..

Hatta belli etmeseler bile “ biz onun ayah gabısının gutusuyuh!..” diyenler dahi yemiyor artık!

 

Ya da yeseler bile, eh işte ancak öyle yiyorlar!

Yani inanın onların bile mideleri bulanmaya başladı…

 

Devletin her türlü imkanlarını seferber ederek yaptıkları mitingleri görünce;

“ Aynı yemi yemeyeli balıklar,

Kayıp oldu eski kalabalıklar?..”

diye düşünmeden geçemiyor insan…

 

Ama şimdi şunu da söyleyeyim;

Yeni diye verilen yemler, öyle kokmuş, öyle kokmuş, öyle uyduruk yemler ki, balıklar bile terli, yemiyor artık!.

 

Geçen gün haberlerde seyrediyorum.

Sahneye çıkmış sağa, sola yürüyerek dinlemeye gelen hayranlarına sallayıp duruyor baktım!

 

Bir ara sahnenin ortasında durdu ve dinleyenlere dedi ki;

“ Şimdi size çok önemli bir projemi daha açıklayacağım”

Sonra (güya projelerini hep çalıyorlarmış gibi) projesini açıklamadan rakibinin birine sesledi mikrofondan,

 

“ Bana bak, bu benim projem, projemi çalma haaa…” demesin mi?!

 

Allah var, böyle deyince ben de merak ettim.

Merak edince de daha bir dikkat kesildim.

“Acaba çalınmasından korktuğu bu kadar önemli olan projesi ne olabilir?..” diye düşündüm kendi kendime…

 

Hatta saniyeler içinde aklımdan geçenleri de söyleyeyim isterseniz.

Yahu en son ve en önemli projelerini bakan olan damat açıklamıştı zaten!

“ Uzaya gidişli gelişli dört şeritli otoban!..” projesi malumunuz(!)

Bundan daha önemli ne olabilir ki? diye aklımdan geçti…

 

Kim bilir belki de bu sefer “Trakya Kanalı” gibi, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan, yani Samsun’dan, Mersin’e bir kanal projesi var herhalde diye hayal ediyordum ki;

Benim gibilerin hayallerinin bile ulaşamayacağı

(o çalınmasından korktuğu) müthiş projesini patlattı!

Pardon, yani açıkladı…

 

Projeyi hepiniz duydunuz, görüyorsunuz işte;

Proje “Millet Kıraathaneleri” projesi…

Anlatmaya bile gerek yok.

Ama yine de bir parça anlatayım.

 

Kıraathane deyince kahvehane sanmayın haaa…

Kıraathane demek, okuma evleri demek…

 

Öyle pişti, iskambil, okey-mokey yoookk…

Tavla bile yok tavla…

Ya ne var?

Sadece okumak var, o kadar…

Ha, belki satranç, dama veya işsizlerin, emeklilerin toplanma yeri olacağı için sonradan “domino” “aznif” gibi oyunlara “Ohal” uygulamasıyla izin verilirse onu bilemem!…

 

Bu arada şunu da unutmayalım tabii..!

Allah var, bu Millet Kıraathanelerinde çay, kahve bedava olacakmış.

Hatta çayın kahvenin yanında herkesi kekliyeceklermiş bile…

Yani kek de bedava anasını satayım…

Sanıyorum haftada bir kol böreği falan da verebilirler!

 

Velhasıl artık “düdüklü makarna” dönemi bitecek,

şimdi keklenme devri başlayacak haberiniz olsun…

 

Latifeyi bir kenara bırakacak olursak, kıraathane saçmalığını da geçin, ama bu kek muhabbeti beni

18. yüzyıl Avrupa’sına götürdü!..

 

Efendim, doğru-yanlış onu bilemem!

Avrupa kıtlıkla boğuşurken, 200 küsür sene önce Fransa’da geçtiği söylenen bir olay, daha doğrusu bir sözün hikayesi geldi aklıma!

 

Avrupa’nın geneli gibi Fransa’nın da yokluğun ateşiyle kavrulduğu sıralar, yani halkın büyük bir çoğunluğunun evine ekmek bile götüremediği o kara yıllar da olmuş bu olay.

 

O günlerde Fransız halkının yaşadığı sıkıntıları pek hissetmeyen veya umursamayan Fransa Sarayındaki bir prensesin ( Prenses Marie Antoinette olduğu söylenir)

“yemeye ekmek bulamıyoruz” diye ayaklanan Fransız halkına,

 

“Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” diyerek cevap verdiğini bazı tarih kitapları yazar…

 

İşte bu kek muhabbeti bana Fransa’daki o olayı hatırlattı…

 

Demem o ki:

Ey millet;

Bundan sonra “ekmek bulamıyoruz, açlık sınırının altında yaşıyoruz” falan-filan yok…

Eğer böyle derseniz çok ayıp edersiniz!

Bu tür şikayeti olanlar, yani ekmek bulamayanlar

“İnşallah-ü Tâla” Millet Kıraathanelerine gidip,

“kek” yiyecekler kek…

 

Yaaa…

“Hamdüsenalar” olsun, bak gördünüz mü?!

Proje dediğin böyle olur işte..(!)

Nankör olmayın nankör!

Allah’tan belanızı mı arıyorsunuz?

Bundan iyisi can sağlığı…

 

Yatın kalkın Yaradan’ın bütün vasıflarını taşıyan(!)

Kendisine dokunmanın bile ibadet sayıldığı(!)

dünya liderimize şükredin, tamam mı?

 

Öyle değil mi ama?!..


Bu Haber 757903 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir