GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
CHP içinde tedavisi olmayan bir hastalık yerleşmiş..
Adalet mekanizması eğer kendileri lehine bir karar verir ise “Adalet” oluyor, aleyhlerine bir yargı işlemi olursa “emirle hareket eden iktidar yargısı” diye ciyak, ciyak bağırıyorlar..
Örneğin, Mansur Yavaş kendisi ifade etti; “Benim hakkımda 121 dava açıldı bunların 101’inden takipsizlik aldım”.. Diye övündü..
Ekrem İmamoğlu ve organize suç ekibine baktığımızda; her tarafları suç vasıfları ile dolu..
Ama onlara göre iktidar kendilerinden korktukları için yargıyı kullanarak, kendilerinden intikam alıyor oluyor..
Şimdi bu tayfanın alayı; uzun yıllardır AK Parti’den “parti içinde nifak ateşi yakıyor” gerekçesiyle açıkça kovulan Bülent Arınç’ın; attığı “parsel, parsel” çamuruna sarılıp, Sayın Melih Gökçek’e saldırıp, “biz demiyoruz, kendi partilisi diyor” diye de süslemeler yaptılar..
Oysa ki Arınç salladığı bu iftirayı da kısa zaman sonra “ben böyle bir şey demedim, demek istemedim” şekilde inkar etmişti..
Tabi.. CHP tayfası bir kere eline almış çamuru, kasten bırakmak istemedi..
Arınç’ın ortaya attığı çamur kuruyup, taş kesildi adamlar hala bu kurumuş çamura sarılıp, itibar suikastı yapmaya çalışıyorlar.
Şimdi.. Özgür Özel ve tayfası.. Yahu İmamoğlu’nun bütün rüşvet ve yolsuzluk davalarında, diploma iptali ihbarında, şaibeli Kurultay davanızda açık ve gizli olarak itiraf edenlerin hepsi CHP’li..
Hem de onlarcası ama size göre bunları iktidar tehditle itiraf ettirip, suç vasfı oluşturdular..
Değerli okuyucular..
Bakın bunların bir ikiyüzlü sahtekarlıklarında en yeni örneği size aktarayım..
Dün İzmir Büyükşehir Belediyesine rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yapıldı, 150’nin üzerinde kritik görevde ki isimler gözaltına alındılar..
Özgür efendi ne diye bağırıyor.. “Bize durmadan operasyonlar yapıp, yıldıramazsınız” falan..
Evet.. Değerli okuyucular..
Bu İzmir Operasyonun başlamasında resmi ihbar yazısını Savcılığa yazan kim?
Şuan ki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Cemil Tugay ve Belediyenin Teftiş Kurulu Başkanlığı..
Cemil Tugay imzası ile İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği; 23. 06. 2025 tarihli, 59519469.663.08- 334 sayılı yazısında diyor ki;
“Teftiş Kurulu Başkanlığımızca; Belediyemiz şirketi İZBETON A.Ş hakkında düzenlenen 27.09.2024 tarih ve 2024/5 sayılı İnceleme raporu ve eklerini içeren dosya Başsavcılığınıza sunulmuştur.
Bilgi ve gereğini arz ederim.. (Başkan Cemil Tugay imzası”
Bu yazının fotosunu da yazımın sonuna ek olarak koydum..
Fakat bu gerçeklere rağmen Özgür Özel hala iktidarın kendilerine kasten suç üretip, operasyonlar yaptığını söyleyerek, kamuoyunu ve partililerini kandırıyor, yalanlar söylüyor..
Şimdi de tutturmuşlar.. “Vay Ekrem başkanımız 100 gündür tutuklu.. Bu bir 100 karasıdır”
Yahu sizler kendiniz ne sanıyorsunuz? Kendinizi dokunulmaz mı sanıyorsunuz?
Özgür efendi her gün bağırıyor; “Adayımızı yanımda istiyorum”..
Yahu Özgür bey.. Ne demek kardeş.. Adayın Eko gelemiyor ise sen gidersin yanına, günlerinizi birlikte Silivri’de geçirirsiniz.. Zaten çok büyük ihtimalle hasretiniz bu şekilde yakında giderilmiş olunacak..
Yakında Silivri’ye gitmeyeceğini mi düşünmüyorsun yoksa? Hiç düşünme..
Sen kalkacaksın kafana göre yargıya olmadık iftiralar atacaksın, devletin Savcılarını tehdit edip, hakaretler yağdıracaksın ve dün de çıkmışsın Devletin cumhurbaşkanına “Seninle seçimde görüşeceğiz ulan, lan” gibi edepsiz sözler sarf ediyorsun..
Adam kendini saatte bir Türkiye’nin birinci partisi ilan ediyor ve hemen seçim istiyor..
Yahu Özgür efendi.. Birinci parti olsan iktidarda olurdun, bekle seçimi, senin keyfine göre devlet sistemini çalıştıracak değil herhalde..
Ve Sayın Melih Gökçek’in hazırladığı şerefsizler listesine geçmeden Özgür Özel’e okkalı bir mesajım olacak..
Peygamber efendimizin karikatürünü çizip, hayasızlıklar sergileyen Leman Dergisini, Özgür efendi eleştirip, sert tepki göstereceği yerde, dün cambazlar gibi laf ebelikleri yaparak, hatta bir yerlerini yırtarak, Leman dergisini savundu.
Diyor ki; “Muhammed ismini yazmışlar ama Peygamberi kastetmemişler, vatandaş Muhammed olarak yazmışlar” falan..
Özgür Özel ve Leman.. Küçücük aklınızla bizleri, kamuoyunu kandıracağınızı mı zannediyorsunuz gafiller?
Müslüman mahallesinde salyangoz satıyorsunuz.. Muhammed değil de niye başka bir isim yazmadı? İnananların sinir uçlarına niye dokunuyorsunuz dingiller?
Şimdi bu şerefsiz Leman dergisinin, bu küstahlığını savunanlar da şerefsizdir Özgür efendi..
VE SARAÇHANE ŞOVCUSU ÖZGÜR ÖZEL.. ARTIK SEN DE MELİH GÖKÇEK BAŞKANIN DÜZENLEDİĞİ “HAYSİYETSİZLER, ŞEREFSİZİLER” LİSTESİNE EKLENDİN..
Değerli okuyucular.
İşte bu CHP tayfası yine uzun zamandan beri bir yalanı şiir yapmış söylüyorlar..
“Bizim belediye başkanlarımıza operasyonlar yapıyorsunuz, Melih Gökçek hakkında 100 dosya hazırlandı, bu dosyalara Süleyman Soylu el koydu ve Gökçek ifadeye bile çağrılmadı” iftirası her gün ağızlarında sakız..
Tabi bu yalan çamurları sık, sık atılınca Sayın Melih Gökçek’in de sabrını taşırdılar..
Sayın Melih Gökçek geçen aylarda önce kendisi hakkında Mansur Yavaş ve tayfası tarafından 21 şikâyet dilekçesi verildiğini, bu dilekçelerin birleştirilip, 3 ayrı dosya oluşturulduğunu, 3 kez Savcılığa ve Bakanlık Teftiş kuruluna gidip ifadeler verdiğini, sonuçta da bu dava dilekçelerin hepsinden takipsizlik kararı aldığını, bu takipsizlik karalarına Mansur Yavaş’ın itiraz ettiğini ve hepsinede ret kararı verildiğini çok net bir şekilde açıkladı.
Ve bu konuda son noktayı koyarak ta şu şartını ekledi;
“Bundan sonra kim benimle ilgili bu tür iddialarda bulunur ise ve iddialarını da ispat etmez ise “şerefsizdir, haysiyetsizdir”.. Aksini yapıp, iftiralarını sürdürenler bunu şimdiden kabullenmiş sayacaklardır”..
Dedik ya.. Bunların sadece kendi lehlerine aldıkları kararlar adalet oluyor.. Başkalarının lehlerine verilen kararlar “yandaş, emirle çalışan yargı kararı” oluyor..
Bütün bu ikazlara rağmen dün Özgür Özel, grup toplantısında ekrana bir video koydurup, partililere izletti, dinletti..
Videonun bir bölümünde yine “Melih Gökçek hakkında 100 dosya düzenlendi ama Süleyman Soylu bu dosyalara el koydu ve Melih Gökçek ifadeye bile gitmedi” yalanı söylenildi, iftirası atıldı..
Eee şimdi Özgür Özel bey.. Arttık sende “şartlı” kampanyaya katılmış oldun.. Kendi ayağınla, kendi dilinle düştün..
“İddialarını, iftiralarını ispat edemeyenler şimdiden haysiyetsizliği, şerefsizliği kabullenmiş sayılacaklar.” Şartına göre sen de bu listede yerini aldın..
İspat edemezsen, sen de; şerefsizliği, haysiyetsizliği şimdiden kabullenmiş sayılacaksın Özgür Özel bey..
Ayrıca bunun bir de mahkemede hesap vermesi olacak bilesin..
Haa bu şerefsizler listesinden çıkma şansında var..
Sayın Melih Gökçek başkandan özür dilersin, “vallahi bana yalan bilgiler iletmişler. Hakkını helal et” dersen listeden çıkarsın, mahkemeye de gitmezsin..
Tabi keyifler senin Özgür efendi..
Değerli okuyucular..
Şimdi bu CHP tayfası diyor ya; “İktidar kanadının emri ile yürüyen ve kararlar veren yargı”..
İşte böyle olmadığının en bariz ispatı bir yargı kararı..
Yargıtay’ın verdiği karar Sayın Melih Gökçek ve hatta ailesinin aleyhine.. Hem de çok, çok önem arz eden bir karar..
Melih Gökçek kim? Ankara’da 28 yıl Belediye başkanlığı yapmış ve şuan iktidarın en önemli isimlerinden birisi..
Özgür Özel ve tayfası utanırlar mı? Utanacaklarını sanmıyor ve iftarlarını da sürdüreceklerini düşünüyorum..
Değerli okuyucular..
Bakın, Melih Gökçek ve ailesinin şuan oturduğu konut, Ankara Büyükşehir Belediyesine ait konuttu. Mustafa Tuna zamanında bu konut ihale ile satışa çıkartıldı..
Zaten Mustafa Tuna öncesinde Belediye meclisi bu konutun ihale ile satılması kararını almış.. Tabi ki konutun ne zaman satışa sunulacağı, kimlerin ihaleye katılacağı ve kimin bu konutu satın alacağı belli değil..
Bu satış kararı Sayın Melih Gökçek başkanlığında alındığı için doğal olarak kararın altında imzası var..
Mustafa Tuna başkanlığında konutun satış ihalesi yapılıyor..
Yasada yeri var.. “Eğer ister ise belediye başkanı ve ailesi de bu konutu satın alabilir”..
Ve Melih başkanın eşi Nevin hanım da ihaleye giriyor ve herkesin verdiği fiyattan yüze 10 fazlasını vererek bu konutu kendi adına satın alıyor..
Tabi Mansur Yavaş ve ekibiin içinde büyük bir Gökçek kini var.. Göreve geldiklerinde hemen “vay bunu başkanlık yapmış birisinin eşine satılamaz” diye dava açtılar..
Dava uzun süredir devam ediyordu.. Dün Yargıtay bu konut ile ilgili kararını verdi..
Bakın.. Nevin hanımın satın almasında Hukuken bir sıkıntı yok.. Sadece konut satışı kararı alırken eşi Melih Gökçek’in imzası olduğu için, Gökçek ailesinin bu konutu belediyeye iade etmesi yönünde karar verildi.
Şimdi.. CHP tayfasının dediği gibi olsa idi, iktidar emri ve baskısı ile karar veren bir yargı düzeni olsa idi, kararı veren yargıçlar iktidar içerisinde özgür ağırlığını bildikleri Melih Gökçek ve ailesi aleyhine bu kararı vermezlerdi.
Utanacak mısınız Özgür Özel ve tayfası..?
Utanmazlar ..Bunlar da yüz yok..
Bakıyorum bu gün fondaş medyaya aynen şu başlığı atmışlar;
“Melih Gökçek’e yargı darbesi.. Oturduğu evi Belediyeye geri verecek”..
Ulan düzenbaz, utanmazlar.. Gökçek ailesi bu konuta el mi koymuşlardı ki “yargı darbesi” diyorsunuz?
Herkesten daha çok parasını verip, Hukuken satın aldılar..
Değerli okuyucular..
İşte bu konuda Sayın Melih Gökçek kamuoyuna bir duyuru yazısı paylaştı ve örmek bir davranış sergileyerek, diğer siyasilerinde yargı kararlarına kendisi gibi saygı duymaları çağrısında bulundu..
İşte o gerçek;
“7061 sayılı kanunla kamu ve belediye lojmanlarında oturanlara içerisinde oturdukları lojmanların satış hakkı getirildi. Ben de o tarihte bu maddeden yararlanarak içerisinde oturduğum lojmanın satışını belediyeden talep ettim. Ve şu anda içerisinde oturduğum evi eşim satın aldı…
Bugün, Mustafa Tuna döneminde satın aldığım bu evimle ilgili görülen davada Yargıtay süreci tamamlandı ve davayı kaybettim. Gerekçe olarak, 2017 yılında satışla ilgili belediye meclisine sevk edilen yazının altında benim de imzamın bulunması gösterildi.
Oysa satış kararı, o dönemki Belediye Başkanı Mustafa Tuna tarafından alınmıştı. Ben ise ilgili gayrimenkulü, o günkü rayiç bedelin yaklaşık %10 üzerinde, tamamen yasal çerçevede satın almıştım.
Şimdi belediye, bu satış bedelini tarafıma iade edecek ve ben yaşadığım evden çıkacağım.
Karar, kuşkusuz benim aleyhime. Fakat buna rağmen, adalet sistemimize olan inancımı ve verilen karara duyduğum saygıyı koruyorum.
Bu ülkede hukuk varsa, kararları hoşumuza gitmese bile ona riayet etmek hepimizin sorumluluğudur.
Benim durduğum yer belli: Her zaman hukuk, her zaman adalet. Aynı saygıyı, yargı kararlarını kendi lehine olmadığında kabullenmekte zorlanan diğer siyasi partilerden de bekliyoruz.
Ayrıca “Melih Gökçek yargılanmıyor” şeklinde sürekli tekrar edilen söylemlerin ne kadar temelsiz ve toplumu yanıltıcı olduğu da bu süreçle birlikte bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Hukukun işleyişini siyasi malzeme yaparak gerçekleri çarpıtmak, ne adalete ne de millete hizmet eder”..
Buyurun takdir sizlerin Değerli okuyucular..
VE İŞTE İZMİR BELEDİYESİ OPERASYONUNUN BAŞLAMASINA NEDEN OLAN CHP’Lİ BAŞKANIN SAVCILIĞA GÖNDERDİĞİ YAZI..
Bu Haber 27412 Defa Okunmuştur